Rüyalar ve kehanetler
Buz ve Ateşin Şarkısı serisi boyunca birçok rüya ve kehanetin hikayenin ilerleyişi ve yaşanacaklar açısından büyük önem taşıdığı görülmektedir. Bu makale o rüyaları ve kehanetleri kronolojik ama ara ara da kategorik bir biçimde derlemek ve ek olarak her biri için okurların görüşlerinden yola çıkarak elde edilmiş bir açıklama, yorumlama sunmayı amaçlamaktadır.
Taht Oyunları
Bran'ın rüyaları
Bran'ın ilk rüyası
Kışyarı'nda, bir kuleden düşüşünden sonra girdiği koma sırasında, Bran Stark rüyasında o düşüşü tekrar yaşar ve Üç Gözlü Kuzgun ondan uçmasını ister. O noktada Bran gerçekte yaşanan ama aynı zamanda rüya, hayal çağrışımı da içeren birkaç olay görür [1]
Tanrı korusunun ortasında, kara göle düşen gölgesinin üzerine eğilmiş büyük beyaz büvet ağacını gördü. Yaprakları rüzgârla titriyordu. Bran'ın baktığını hissedince kanlı gözlerini gölden ayırıp, bilgece Bran'ı izlemeye başladı.
Yorumlama: Rüyanın bu kısmı Bran'ın Eski Tanrılarla bir bağı, iletişimi olabileceğini düşündürmektedir. Ayrıca sonrasında Bran Kışyarı'ndaki büvet ağacının dibinde Tanrılara sorular sorup onlarla iletişime geçmeye çalışmıştır, ki Osha'ya göre Tanrılar Bran'a cevap vermektedirler.
Bran doğuya çevirdi gözlerini. Bir kadırga, Isırık'ın sularında süratle yol alıyordu. Küçük bir kamarada, önündeki masanın üzerindeki kanlı hançere bakarak tek başına oturuyordu annesi. Kürekçiler bütün güçleriyle kürek çekiyordu. Sör Rodrik küpeşteye dayanmış, küreklerin yarattığı sarsıntıyla titriyordu. Büyük bir fırtına yaklaşıyordu. Kara bulutların arasında şimşek parıltıları vardı ama nedense kadırgadakiler yaklaşan fırtınayı göremiyordu.
Yorumlama: Bu kısım gerçek olduğu kadar, gelecekte yaşanacaklar konusunda uyarıcıdır da. Catelyn Stark ve sör Rodrik Cassel'in Kral Topraklarına uzanan yolculukları sarsıntılı geçmektedir, bu eş zamanlı yaşandığı söylenebilecek bir olaydır. Uyarıcı olan kısım ise Catelyn'in Kral Şehrinde Petyr Baelish ile bir araya gelişinden sonra yaşanacaklarla ilgilidir. Bilindiği gibi, Baelish, Bran'ı öldürmek üzere tutulmuş adamın elindeki hançerin Tyrion Lannister'a ait olduğunu iddia edip onu suçlamıştır, ve bu olayın ardından yaşananlar Beş Kralın Savaşının temellerinden biri olmuştur.
Güneye baktı. Üç Dişli Mızrak'ın ihtişamla akan mavi yeşil suları oradaydı. Yüzü kederle dolu babasının krala yalvarışını, geceleri ağlayarak uykuya dalan Sansa'yı ve içi sırlarla dolu Arya'nın sessizce onu seyredişini gördü. Etrafları gölgelerle çevriliydi. Gölgelerden biri, kül kadar siyah bir tazı gölgesiydi. Diğeri güneş gibi sarı ve sıcak bir zırh kuşanmıştı. Taş zırhlı dev bir gölge diğer ikisinin üzerine eğilmiş halde duruyordu. Miğferinin siperini açtığında görünen bir surat değildi. Miğferin içinde karanlıktan ve yoğun siyah bir kan gölünden başka bir şey yoktu.
Yorumlama: Bu kısım da bir önceki gibi o sırada yaşanan olayları göstermektedir, ama aynı zamanda Sansa Stark ve Arya Stark'ın karşı karşıya kalacakları zorlukların da habercisidir. “Siyah bir tazı” gölgesi, şüphesiz, kızların hayatında önemli bir rolü olacak Sandor Clegane'a aittir. “Güneş gibi sarı ve sıcak bir zırh kuşanmış” gölge ise büyük ihtimalle Kral olmasıyla birlikte kızların hayatına büyük etki edecek olaylara, davranışlara imza atan Joffrey Baratheon'dur. Son olarak “Taş zırhlı dev” gölgesi ve devamında gelen tabir akıllara ilk önce sör Gregor Clegane'ın reenkarnasyonu denilebilecek Robert Strong'u getirmektedir. Ama kimileri bu gölgenin güçlü bir adam olan ama saltanatı ve fiziği için aynı şey söylenemeyen Robert Baratheon olduğunu; kimileri ise hanesinin eski amblemi bir Braavos Titanı olan Petyr Baelish olduğunu düşünmektedir.
Dar Deniz'in ötesi kristal kadar net görünüyordu. Özgür Şehirler, Dothrak denizi ve ötesi, bir dağın eteğindeki Vaes Dothrak, büyülü toprakların kıyısındaki Yeşim Denizi, ejderhaların güneş ışığı altında uyandığı, Gölge'nin yanındaki Asshai
Yorumlama: Bu kısmın Daenerys Targaryen'in yolunu işaret ettiği ve Gölge Topraklarından gelenlerin onun kaderi konusunda ve tabi ejderhalar konusunda da büyük etkisi olacağını düşündürmektedir. (Ejderhaların esasında Gölge Topraklardan geldikleri, oraya ait yaratıklar oldukları bilinmektedir. Ayrıca Daenerys'e önemli uyarılar ve tavsiyelerde bulunan Quaithe de Gölge Topraklardan gelmektedir)
Yorumlama: Bu kısım Ejderhaların Dansı'nın sonunda Jon Snow'un yaşayacağı olayın habercisi gibi görünmektedir.
Sonra Sur'un Ötesine baktı. Karla kaplı uçsuz bucaksız ormanların, Donuk Kıyı'nın, buz tutmuş beyaz mavi nehirlerin, üzerinde canlı hiçbir şeyin olmadığı ölümcül toprakların ötesine. Kuzeye, kuzeye ve daha kuzeye. Dünyanın sonundaki ışık perdesine baktı ve ardından perdenin de ötesine. Gözlerini kışın kalbine dikti. Bir çığlık attı. Ölesiye korkuyordu. Gözyaşlarının ısısı yanaklarını yakıyordu.
Artık biliyorsun, dedi omzunda oturan karga. Neden yaşamak zorunda olduğunu artık biliyorsun.
Omzunda duran kargayla bakıştılar. Üç gözü vardı karganın ve üçüncü gözü korkunç bir şeyler biliyordu. Bran aşağı baktı. Artık aşağıda kardan, soğuktan, ölümden ve delici uçlarıyla ona sarılmayı bekleyen buz kulelerinden başka bir şey yoktu. Ucu sivri mızraklar gibi bekliyorlardı onu. Kulelerin tepesi binlerce rüyacının kemikleriyle doluydu.
Bran, "Neden?" dedi anlamayarak. Düşüyor, düşüyordu.
Çünkü kış geliyor.
Yorumlama: Bu kısım Bran'ın bir görevi, Sur'un Ötesinde onu bekleyen bir şey olduğunu ve Ötekilere karşı olan savaşta büyük bir rolü, önemi olacağını düşündürmektedir. Ayrıca tarihte Bran gibi birçok kişi olduğunu ama hiçbirinin başarılı olamadıkları bilgisini de vermektedir.
Bran'ın ikinci rüyası
Bu ikinci rüyada, Bran babası Eddard Stark'ı Kışyarının mahzen mezarında görür. Aynı rüyayı kardeşi Rickon Stark da görmüştür. Bran rüyasını Üstat Luwin'e anlattıktan kısa bir süre sonra, bir kuzgun Lord Eddard Stark'ın ölüm haberini taşıyan mesajı getirir [2].
(Not : Tanımı olan ikinci rüyadır. Yoksa bu ve ilk rüya arasında Bran'ın başka rüyaları da olmuştur)
"Dün gece rüyamda kargayı gördüm yine. Üç gözlü olanı. Pencereden odama girdi ve onunla gitmemi söyledi, ben de gittim. Birlikte lahitlere indik. Babam oradaydı, konuştuk. Üzgündü."
"Peki neden üzgündü?" Üstat tüpünden bakıyordu.
"Sanırım Jon'la ilgili bir mesele yüzünden." Son gördüğü, diğer kargalı rüyalardan çok daha fazla rahatsız ediciydi.
Yorumlama: Bu rüya yukarıda da belirtilmiş olduğu gibi Lord Eddard Stark'ın ölümünün habercisidir, ama aynı zamanda Jon'un mahzen mezar rüyalarını da akıllara getirmektedir. Hepsinin, Lord Eddard'ın ölmeden önce piç oğluna söylemek, itiraf etmek istediği bir gerçek ile bağlantılı olduğunu işaret etmektedir.
Bran'ın diğer rüyaları
Bran sık sık Kışyarı'ndaki büvet ağacının ağzından çıkan Üç Gözlü Kuzgun rüyaları görür. Kuzgun ona “Uç ya da öl !” diye bağırır, gözlerini oyar ve sonunda alnının ortasında üçüncü bir göz yaratır. Bazen büvet ağacının ona seslendiğini de duyar Bran [3]. Bazen de düşüşünden önceki anları tekrar yaşar ama gördükleri çarpık görüntülerden ibaret olduğu için Bran onu pencereden iten “Altın adam” 'ın kim olduğunu anlayamaz. Bu korkunç rüyalardan kaçmak için uykuya direnir hale gelir [4]. Ama rüyaların sonu gelmez. Ve Bran sonunda “Altın adam” 'ın Kraliçenin kardeşi olduğunu anlar. Bu rüyalardan birilerine bahsetmeyi kendine yasaklar Bran, ve Jojen Reed ısrarla anlatmasını istediğinde öfkeyle karşılık verir [5]. Ancak sonunda anlatma isteğine, ihtiyacına yenilir [3].
Jon'un rüyaları
Jon'un ilk rüyası
Jon Sur'a yeni gelen Samwell Tarly ile tanışıp onun korkaklığı hakkında konuştuklarında, Jon Kışyarı ile ilgili yinelenen bir rüyasından bahseder [6].
"Oraları rüyamda görüyorum bazen," dedi. "Uzun boş koridorlardan geçiyorum. Sesim duvarlarda yankılanıyor ama cevap veren olmuyor. Sonra daha hızlı yürümeye başlıyorum. Kapıları açıyorum, bağırarak isimler söylüyorum ama aslında kimi aradığımı bile bilmiyorum. Rüyaların çoğunda babama sesleniyorum, bazılarında Robb'a, küçük kardeşim Arya'ya ya da amcama." [...] "Kale her zaman bomboş oluyor." [...] "Kuşluktaki kuzgunlar bile gitmiş oluyor ve ahırlarda sadece kemikler var. Onları gördüğümde çok korkuyorum ve koşmaya başlıyorum. Kapıları vurarak açıyorum, merdivenleri üçer üçer tırmanıyorum, biri, herhangi biri sesimi duysun diye çığlıklar atıyorum. Sonra kendimi mahzen mezarın kapısının önünde buluyorum. İçerisi çok karanlık ve merdivenler döne döne aşağı iniyor. İçimden bir ses aşağı inmem gerektiğini söylüyor, inmek zorunda olduğumu biliyorum ama inmek istemiyorum. Aşağıda beni bekleyen şeyden korkuyorum. Aşağıda, Kışyarı'nın eski lordları, ayaklarının dibinde taştan kurtlar, kucaklarında kılıçlarıyla tahtlarında oturuyorlar ama beni korkutan onlar değil. Ben bir Stark değilim, benim bu mezarda işim yok diye çığlık atıyorum ama işe yaramıyor. Aşağı inmek zorundayım, biliyorum. Duvarlara tutunarak merdivenlerden inmeye başlıyorum. Elimde bir meşale yok, gittikçe daha da karanlık oluyor. Karanlık arttıkça çığlıklar atmak istiyorum." Anlatmayı kesti. Kaşları çatılmıştı. Utanmıştı. "Hep burada uyanıyorum işte."
Yorumlama: Bu rüya gelecekte Kışyarı yağmalanmasını, orada artık tek bir Stark'ın bile olmayacağını işaret etmektedir. Bunun dışında Bran ve Rickon'un gördükleri rüya ile de bir bağlantısı, benzerliği bulunmaktadır. Bir kez daha Jon'un “kökeni” ile ilgili gerçeğin bir parçasının Kışyarı mahzen mezarında olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
Jon'un ikinci rüyası
Sur'un ötesinde Othor ve Jafer Flowers'in cesetlerinin bulunmasından önceki gece, Jon mahzen mezar rüyalarıyla benzerlik gösteren bir diğer rüya görmüştür [7].
Dün gece yine Kışyarı rüyasını görmüştü. Boş kalede dolaşıyor, babasını arıyor ve mahzen mezara iniyordu ama rüya bu sefer her zaman bittiği yerde bitmemişti. Karanlıkta taşın taşa sürttüğünü duymuştu. Dönüp bakmış ve lahitlerin kapaklarının teker teker açıldığını görmüştü. Ölü krallar soğuk ve karanlık mezarlarından ağır ağır çıkarlarken Jon kör karanlıkta sıçrayarak uyanmıştı. Kalbi çekiç gibi vuruyordu. Hayalet yanına gelip burnunu yüzüne sürttüğünde bile dehşet duygusunu içinden atamamıştı.
Yorumlama: Bu rüya da Kışyarı mahzen mezarının Jon'un aile bağları konusunda büyük önem taşıdığına işaret etmektedir.
Arya'nın rüyası
Arya Stark Kral Toprakları'na ilk geldiğinde bir rüya görmüştür ve Kızıl Kale'nin yeraltı koridorlarında gezinirken bu rüyayı hatırlar [8].
Kızıl Kale'ye ilk geldiklerinde kale içinde kaybolduğunu görüyordu kâbuslarında. Kızıl Kale, Kışyarı'ndan daha küçüktü ama rüyalarında uçsuz bucaksız bir yer haline geliyordu. Hiç sonu yokmuş gibi görünen taş labirentler Arya yürüdükçe şekil değiştiriyordu. Duvarlarına solmuş goblenler asılı kasvetli koridorlarda, bir türlü sonu gelmeyen sarmal merdivenlerde, avlularda, köprülerin üzerinde koşuyordu ve sesi boş kalede yankılanıp duruyordu. Bazı odaların kızıl duvarlarından kan damlıyordu ve odaların hiçbirinde pencere olmuyordu. Bazen babasının sesini duyuyordu ama sese doğru ne kadar hızlı koşarsa koşsun ses ondan uzaklaşıyor, sonunda tamamen yok oluyor ve Arya karanlıkta tek başına kalıyordu.
Yorumlama: Bu rüya Kızıl Kale'deki yönetici güç, sistem tarafından “ezilen” Eddard Stark'ın ölümünün, devamında Arya'nın içine düşeceği zor durumun ve yapayalnız kalacağının habercisi gibidir.
Daenerys'in rüyaları
Daenerys'in ilk rüyası
Khal Drogo ile evliliğinden önceki gece, prenses Daenerys Targaryen ilk ejderha rüyasını görür. Bu rüyada ağabeyi Viserys de vardır [9].
Viserys ona vuruyor, canını yakıyordu. Dany çıplaktı. Korkuyla sakarlaşmıştı. Ağabeyinden kaçmaya çalışıyordu ama vücudu hantallaşmış gibiydi. Viserys tekrar saldırdı. Dany kaçmaya çalışırken tökezleyip yere yuvarlandı. "Ejderhayı uyandırdın. Ejderhayı uyandırdın. Ejderhayı uyandırdın." Ağabeyi vücuduna tekmeler atarken bağırıyordu. "Ejderhayı uyandırdın." Baldırları kanla kayganlaşmıştı. Gözlerini kapatıp inlemeye başladı. İnlemesine cevap verir gibi bir ses duydu sonra. Korkunç bir yırtılma ve büyük bir ateşin harlı sesi. Gözlerini açtığında Viserys gitmişti. Etraf ateşten sütunlarla çevriliydi ve tam ortalarında bir ejderha duruyordu. Devasa kafasını ağır ağır Dany'ye çevirdi. Sıvı kor gözleri Dany'nin gözlerini bulduğu anda uyandı Dany. Titriyordu ve ter içinde kalmıştı. Daha önce hiç bu kadar korkmamıştı...
Yorumlama: Bu rüyada gerçeklik, Dany'nin Viserys'den gördüğü zulümün etkisi ve gelecek evliliğinin korkusu harmanlanmış gibi görünmektedir. Aynı zamanda ejderhaların doğuşunun ve Dany'ye koruma, güç sağlayacaklarının habercisi bir rüya olduğu da düşünülmektedir. Öte yandan rüyada sadece bir ejderha vardır, ve bir sonraki rüya da hesaba katılıp düşünülürse, bu ejderhanın gelecekteki Drogon olduğu sonucuna varılabilir. Ayrıca not edilmelidir ki Daenerys bu rüyayı gördüğünde henüz ejderha yumurtalarına sahip değildi.
Daenerys'in ikinci rüyası
Düğünden sonra, Khal Drogo'nun khalasar'ı Vaes Dothrak'a gitmek üzere Pentos'dan ayrılır. Uzun yolculuk boyunca Daenerys fiziken ve ruhen, ölmeyi düşleyecek kadar, kötü bir haldedir. Aynı akşam ilk ejderha rüyasının devamı gibi görünen bir rüya görür[10].
O gece uyuduğunda rüyasında ejderhayı gördü yine. Viserys yoktu bu sefer. Ejderhayla yalnızdı. Ejderhanın pulları simsiyahtı ve kanla ıslanmış, yapış yapış olmuştu. Kendi kanı olduğunu anladı Dany. Ejderhanın gözleri erimiş magmadandı ve ağzından ateş bulutları çıkıyordu. Şarkı söyler gibiydi. Kollarını açtı ve alevlerin onu almasına, sakinleştirmesine, temizlemesine izin verdi. Etinin dağlandığını, karardığını ve üzerinden aktığını, kanının kaynayıp buharlaştığını hissediyordu ama acı duymuyordu. Güçlü, yenilenmiş ve cesur hissediyordu
Ertesi gün Daenerys kendini çok daha iyi hisseder. Rüyasında gördüğü siyah ejderhayla ilişkilendirdiği siyah yumurtaya dokunduğunda, elini anında geri çekmesine sebep olan, tuhaf diye nitelendirdiği bir sıcaklık hisseder. Sonrasında bu yumurtadan yine bir sıcaklık yayıldığı görüşündedir fakat bu durumu yumurtanın bütün gün güneşte kalmasına bağlar.
Yorumlama: İlk rüya ejderhaların doğuşunun habercisiyse, bu rüya daha çok Daenerys'in yeniden doğuşunun habercisi gibi görünmektedir. Aynı zamanda siyah ejderhayla arasında daha farklı bir bağ olacağı mesajını da vermektedir.
Daenerys'in üçüncü rüyası
Bu rüya Mirri Maz Duur'un büyüyle Khal Drogo'yu 'iyileştirmesinden', khalasar'ın dağılışından ve Daenerys'in Rhaego'yu ölü olarak dünyaya getirmesinden sonra girdiği koma sırasında gördüğü bir rüyadır. Rüya farklı görülerden oluşmaktadır, ve her biri sonunda yorumlarken dikkate alınması gereken Viserys'in sözleriyle vurgulanmıştır [11].
Kanatlar hummalı rüyalarını gölgeliyordu. "Ejderhayı uyandırmak istemezsin, öyle değil mi?"
Yorumlama/Not: Ejderha kanatlarının Targaryen soyu üyelerinin ejderha rüyalarında yinelenen bir tema olduğu görülmekte, düşünülmektedir.
Yüksek taş kemerlerin altındaki uzun koridorda yürüyordu. Arkasına bakmıyordu. Arkasına bakmamalıydı. Önünde bir kapı vardı. Uzaktan minicik görünüyordu ama bu kadar mesafeden bile kırmızı olduğu seçilebiliyordu. Daha hızlı yürüdü. Çıplak ayakları yerde kanlı ayak izleri bırakıyordu. "Ejderhayı uyandırmak istemezsin, öyle değil mi?"
Yorumlama: Geriye dönüp bakmama ise Daenerys'in hikayesinde yinelenen bir tema, kendine zor durumlarda tekrar tekrar söylediği bir cümledir. Kırmızı kapı küçükken yaşadığı, mutlu olduğu Braavos'daki evi ve o sakin, düzenli hayata duyduğu özlemi getirmektedir akıllara. Fakat Daenerys'in rüyalarında bu kırmızı kapının aslında gerçek evini, vatanı Westeros'u simgeliyor olabileceği düşünülmektedir. Ve bu düşünceye göre kanlı izler Daenerys'in evine geri dönüş yolu boyunca yapacağı fetihler, yaşayacağı kayıplar sırasında dökülecek kanın izleri olabilir.
Toprak ve ölüm kokan parlak Dothrak denizinin üstündeki güneşi gördü. Rüzgârın hareket ettirdiği otlar su gibi dalgalandı. Drogo onu güçlü kollarının arasında tutuyordu. Bacaklarının arasını okşuyor, onu açıyor ve sadece kendisine ait olan ıslaklığı uyandırıyordu. Güpegündüz gökyüzünde beliren yıldızlar yukarıdan onlara gülümsüyordu. "Ev," diye fısıldadı Drogo onun içine girip tohumlarını boşaltırken ama yıldızlar aniden kayboldu. Dev kanatlar mavi gökyüzünü süpürdü ve dünya alev aldı. "Ejderhayı uyandırmak istemezsin...""
Yorumlama: Bu kısmın ejderha kanatlarının ortaya çıkmasından ve dünyanın alev almasından önceki Drogo'nun yanında olduğu, güvenli, mutlu, nispeten sakin hayata atıfta bulunduğu düşünülmektedir. Ejderhaların uyanışıyla Daenerys yepyeni bir hayata başlayacaktır.
Sör Jorah'ın yüzü süzülmüştü ve hüzün doluydu. "Rhaegar son ejderhaydı" dedi ona. Taş yumurtaların köz gibi kıpkırmızı olduğu sobanın üstünde yarı saydam ellerini ısıtıyordu. Şeffaf ve rüzgârdan daha etkisiz teniyle bir an oradaydı, sonra kaybolmaya başladı. "Son ejderha," diye fısıldadı ve yok oldu. Dany arkasındaki karanlığı hissetti, kırmızı kapı hiç olmadığı kadar uzaktaydı. "Ejderhayı uyandırmak istemezsin..."
Yorumlama: Jorah Mormont'un rüyadaki varlığı Daenerys'in bir yılı aşkın zaman sonra Dothraki Denizinde onunla ilgili göreceği görüyü/hayali hatırlatmaktadır; aynı zamanda Jorah'nın hüznü ve bir görünüp kaybolması gelecekte Daenerys ile yollarının ayrılacağına da atıfta bulunuyor olabilir. Westerosu simgelediği düşünülen kırmızı kapının uzaklaşması ise, Daenerys'in eve dönüşünün kolay olmayacağı, zaman alacağı anlamına gelebilir.
Viserys çığlıklar atarak önünde duruyordu. "Ejderha asla yalvarmaz fahişe. Ejderhaya emir veremezsin. Ben ejderhayım ve taç giyeceğim." Erimiş altın mum gibi akarak yüzünü kapladı. Etinde derin yarıklar açılıyordu. "Ben ejderhayım ve taç giyeceğim!" diye ciyakladı. Parmakları bir yılan gibi atılıp göğüs uçlarını yakaladı. Gözleri patlayıp irin gibi yanaklarından aşağı akarken bile parmakları göğüs uçlarını sıkıyor, buruyordu. "Ejderhayı uyandırmak istemezsin..."
Yorumlama: Viserys'in zulmü, nefreti ve ölümünün anımsanması. Bu rüya Daenerys'in asıl hikayesinin temelini oluşturanın bu dram olduğunu hatırlatmaktadır; aynı zamanda, bu anının ve her şeye rağmen hissettirdiği suçluluk duygusunun Daenerys'in asla peşini bırakmayacağını düşündürmektedir.
Kırmızı kapı çok uzağındaydı ve arkasından gelen buzlu nefesi hissediyordu. Nefes onu yakalarsa ölümden daha beter ölecekti biliyordu. Karanlıkta tek başına sonsuza kadar inleyecekti. Koşmaya başladı. "Ejderhayı uyandırmak..."
Yorumlama: Karanlık ve soğuktan kaçış, gelecekte Daenerys'in sonsuza dek orada hapsolmamak için Ölümsüzler Sarayı'ndan kaçışını hatırlatmaktadır. Buna göre kırmızı kapının bu sefer kurtuluşu simgeliyor olabileceği düşünülmektedir. Bir diğer bakış açısı ise, kırmızı kapı eşittir Westeros düşüncesine sadık kalarak, Daenerys'in bir tehlikeyle karşı karşıya kalacağı, bir çıkmaza düşeceği ve içinde bulunduğu bu durumun onu kırmızı kapıdan, evinden daha da uzaklaştıracağı, oraya ulaşmanın daha fazla vakit alacağı yönündedir.
İçindeki sıcaklığı hissediyordu. Rahminde bir ateş yanıyordu. Oğlu uzun boylu ve gururluydu. Bakır renginde teni, badem şekilli lila gözleri vardı. Dany'ye gülümsedi. Ellerini onun ellerine doğru uzattı ama ağzını açtığında dışarı alevler boşaldı. Dany, göğsünün içinde yanan kalbini görebiliyordu. Birdenbire kayboldu. Mum alevine kapılmış bir pervane gibi küle döndü. Dany çocuğu için ağladı. Göğsünü emecek tatlı bir ağzın umudu için gözyaşı döktü ama yaşlar tenine değer değmez buharlaşıyordu. "Ejderhayı uyandırmak..."
Yorumlama: O sırada henüz haberi olmasa da, Daenerys, teni ejderha pullarıyla kaplı, dikenli bir kuyruğu, küçük kanatları olduğu söylenen ölü bir bebek doğurmuştur. Ayrıca tenine değen gözyaşlarının buharlaşması detayı Daenerys'in bir ejderha, ateşin vücut bulmuş hali olduğu imajını yaratmaktadır, ki bu yakın zamanda gerçekleşecek olaylara atıfta bulunuyor olabilir.
Solgun kral kıyafetleri giymiş hayaletler koridorda sıralanmıştı. Ellerinde alevlerden yapılmış kılıçlar tutuyorlardı. Gümüş saçları, altın saçları, platin beyazı saçları vardı. Gözleri opaldi, ametistti, turmalindi, yeşimdi. "Daha hızlı," diye bağırdılar. "Daha hızlı, daha hızlı." Koştu. Ayağını bastığı taş eriyordu. Bir çığlık atıp kendini ileri attı. Sırtına bıçak gibi bir ağrı saplandı ve teninin açıldığını hissetti. Yanan kanın kokusunu duydu. Kanatların gölgesini gördü. Ve Daenerys Targaryen uçtu. "Ejderhayı uyandırmak..."
Yorumlama: Daenerys'in burada gördüğü hayaletlerin onun ataları olduğu gayet açıktır. Daenerys onların itici gücüyle, desteğiyle bir ejderhaya dönüşüp uçmaktadır. Bu kısmın, gücünün her şeyden önce soyundan, kanından geldiği, ve onun yine bir “ejderha”, hatta "Son Ejderha" olduğuna atıfta bulunduğu şeklinde yorumlanabilir.
Önündeki kırmızı kapı açıldı. Artık çok yakındı. Çok yakın. Koridor bulanıklaştı. Peşindeki nefes geri çekiliyordu. Ayağının altındaki taşlar yok olmuştu. Dothrak denizinin üstünde uçuyordu. Yükseğe, daha yükseğe. Yeşil otlar rüzgârıyla dalgalanıyordu ve kanatlarını gören bütün canlılar korkuyla kaçışıyordu. Evin kokusunu duyuyordu. Evi görebiliyordu. İşte oradaydı. Tam şu kapının arkasında. Yeşil tarlalar, büyük taş evler ve onu sıcak tutacak kucaklar. Oradaydı. Hızla kapıyı açtı. "...ejderha..."
Yorumlama: Bu kısım, yukarıdaki buzlu nefesten kaçtığı kısmın devamı gibi görünmektedir. Kırmızı kapının Daenerys'in gerçek evini, vatanı Westeros'u simgelediği düşüncesini de destekler niteliktedir, büyük taş evler akıllara Yedi Krallık'daki kaleleri getirmektedir. Dolayısıyla yukarıda bahsedilen, onu evinden uzaklaştıracak o çıkmaza düşmesinin ardından, şartların Daenerys'in lehine işleyebileceği ve tüm bunların sonunda o kapıya, evine ulaşabileceği sonucu çıkmaktadır. Dothraki Denizinde uçuşu ise bunun öncesinde geriye, yani o Dothraki Denizine döneceğini, ve onu artık evine götürecek kesin yolculuğun bunun sonrasında başlayacağını düşündürmektedir. Quaithe'nin ilk kehaneti ve Daenerys'in Ejderhaların Dansı'daki son durumu bu yorumlamayı kısmen desteklemektedir.
Zırhı kadar kara bir aygırın sırtındaki ağabeyi Rhaegar'ı gördü. Miğferinin ince göz aralığının içinde alevler ışıldıyordu. "Son ejderha," diye fısıldadı Sör Jorah zayıf sesiyle. "Son, son." Dany ağabeyinin siyah cilalı miğfer siperini kaldırdı. Miğferin içindeki kendi suratıydı.
Yorumlama: Bu kısımda Daenerys'in ağabeyi Rhaegar'ın bir nevi vârisi olduğu, hatta bir kez daha “Son Ejderha” olduğu sonucu çıkmaktadır. Ki bu durum aynı zamanda Rhaegar'ın başlangıçta kendisi olduğunu düşündüğü Vadedilmiş Prens'in esasında Daenerys olabileceği ihtimalini de yaratabilir.
Dosh Khaleen kehaneti
Bir Khal'in çocuk sahibi olacağı haberinin duyurulduğu geleneksel törende, Dosh Khaleen konseyinin duayeni ve kâhini, Daenerys'e doğacak çocuğuyla ilgili bir kehanette bulunur [12].
"Yüzünü gördüm ve toynaklarından çıkan gök gürültüsünü duydum," diye açıkladı incecik, titrek sesiyle.
"Toynaklarından çıkan gök gürültüsü," dedi diğerleri hep bir ağızdan.
"Arkasına aldığı rüzgâr kadar hızlı ve khalasar'ı dünyayı kaplayacak kadar kalabalık. Adamlarının ellerinde otlar kadar ince kenarlı, ustura gibi keskin arakh'lar var. Düşmanları onun önünde titreyecek. Karıları onun ardından kan ağlayıp, üzüntüden kendi etlerini kesecek. Saçlarındaki ziller gelişini haber verecek ve taş çadırların içindeki beyaz adamlar onun adını duyduklarında dehşete düşecek." Tek gözlü kocakarı titredi ve sanki korkuyormuş gibi Dany'ye baktı. "Prens at koşturuyor. O dünyanın tepesine çıkacak aygır olacak."
Yorumlama: Bu kehanet oldukça sorunludur çünkü ya Dosh Khaleen kadınlarının görülerinin güvenilir olmadığı, ya da bir şeyin geleceğin akışını değiştirdiği ihtimallerinin ve ikileminin arasında kalınmaktadır. Tabi eğer bu kehanetin spesifik olarak Rhaego ile ilgili olduğunu bir kenara bırakıp, farklı bir açıdan bakılır veya mecazi anlamlar arayışına girilirse, bir sonuç elde edilebilir... Daenerys'in oğlu asla dünyanın tepesine binemeyecektir çünkü ölü doğmuştur. Öte yandan Daenerys'in ejderhaları, yani çocukları, dünyanın tepesine binecek aygır tanımına uyabilirler. Ejderhalar şüphesiz taş çadırların içindeki beyaz adamlar olarak tasvir edilen Westeros lordlarını dehşete düşürebilirler. Rhaego'nun hayatı Drogo'nun hayatını kurtarmak için alınmıştır, devamında Drogo'un ölümü ve cenaze ateşi ise Daenerys'in yükselişine sebep olacak ejderhaların doğuşuna olanak sağlamıştır. Fakat bir diğer olasılık da mevcuttur : Rhaego'nun kaderinde “dünyanın tepesine binecek aygır” olmak vardır ve kâhin bu kaderin kehanetinde bulunmuştur, ama Rhaego'nun ölümü bunu sonlandırmıştır. Kehanet tam anlamıyla öngörü değildir, ve gelecek yazılmamıştır.
Mirri Maz Duur'un kehaneti
Mirri Maz Duur Khal Drogo'yu adeta yaşayan bir ölü olarak yeniden hayata getirdiğinde, Daenerys ona Drogo'nun ne zaman eski haline döneceğini sorar; Mirri Maz Duur'un cevabı oldukça esrarengiz bir cevap olur [11].
Güneş batıdan doğup, doğudan battığı zaman," dedi Mirri Maz Duur. "Denizler kuruduğu, dağlar rüzgârda yaprak gibi sallandığı zaman. Rahminiz uyanıp canlı bir çocuk taşıdığı zaman. O zaman eskisi gibi olacak işte. Daha önce değil.
Yorumlama: Belki de bizim “Dağ dağa kavuşunca” gibi imkansızlığı anlatan deyimlerimiz gibi bir deyimdir, ama aynı zamanda bu cümlelerde gerçek bir kehanet de görmekteyiz. Kehanetlerin özelliklerinden biri metaforik anlatımlara sahip olmalarıdır, bu yüzden onları analiz ederken cümleleri olduğu gibi görmekten ziyade, taşıyabilecekleri anlamlara yoğunlaşmakta fayda vardır. Deyim yerindeyse, bakmak değil, görmek gerekir. Dolayısıyla Mirri Maz Duur'un bu kehanetindeki dağlar gerçek dağ, denizler gerçek deniz, rüzgârlar gerçek rüzgâr olmayabilir... Üzerinde hanesinin güneş armasını taşıyan prens Quentyn Martell batıdan gelip doğuda ölecektir. Denizler sonbahar geldiğinde kuruyacak olan Dothraki Denizi olabilir. Ve dağlar Ejderha kanatlarının oluşturduğu rüzgârla titreyecek Meereen piramitlerini simgeleyebilir.
Bu durumda kehanet imkansızlığı ifade ettiği kadar, aslında mucizelere ve zamana da atıfta bulunuyor olabilir. Khal Drogo öldüğü için bu yorumlamanın doğruluğunu onun üzerinden tespit etme imkanı yoktur. Öte yandan bu bakış açısına göre Daenerys'in yeniden çocuk taşıyabilmesi ihtimali, mucizesi hala mevcuttur.
Kralların Çarpışması
Jojen Reed'in yeşil rüyaları/görüleri
Jojen Reed küçüklüğünden beri yeşil rüyalar görmektedir. Bu durumu ilk kez hasta olduğu, bozsu ateşi yüzünden neredeyse öleceği bir zamanda yaşamış, ve o ilk rüyasında Üç Gözlü Kuzgun'u görmüştür. O zamandan beri bu rüyaları normal rüyalardan ayırabilmiş, ve bunların ona yaşanacak olayları gösterdiğinin bilincinde olmuştur [5].
- İlk rüyasından uzun bir zaman sonra, gri taş zincirlerle yeryüzüne bağlanmış kanatlı bir kurt görmüştür rüyasında. Üç Gözlü Kuzgun zincirleri gagalayıp kırmaya çalışmakta, ama başaramamaktır [5].
Yorumlama: Bu rüyadan sonra babası Howland Reed Jojen'i ablası Meera ile birlikte Kışyarı'na gönderir. Jojen rüyasındaki kurdun Bran Stark olduğunu ve ona 'zincirlerinden' kurtulması için yardım etmesi gerektiğini bilmektedir [5].
- Hala Bozsu Gözcüsü'ndeyken, Jojen bir rüyasında Kışyarı'nın denize gömüldüğünü ve o zamanlar kim olduklarını bilmediği ama Kışyarı'na geldiğinde tanıyacağı Rahip Chayle, Mikken ve Biragöbek'in cesetlerinin suda yüzdüğünü görmüştür [3].
Yorumlama: Bu görü Theon Greyjoy komutasında olan Demirdoğumluların Kışyarı'nı alacacağı, ve Rahip Chayle, Mikken ve Biragöbek'in bu olayda hayatlarını kaybedeceklerinin habercisidir [13].
- Muhtemelen Kışyarı'na geldikten sonra gördüğü bir diğer rüyada Bran'ı yemek masasında görmüştür; Küçük Walder ve Büyük Walder ona eşlik etmektedirler. Yemek servisi hizmetçiler yerine Üstat Luwin tarafından yapılmaktadır. Üstat kokusunun ağızları sulandırdığı bir etin parçasını Bran'a verir, Walder'lara servis ettiği et ise bayat, grileşmiş bir ettir. Buna rağmen onlar yemeklerini çok daha fazla zevk alarak yerler [5].
Yorumlama: Üstat Luwin bundan bir süre sonra Bran ve Walder'lara bir iyi ve bir kötü haber vermiştir. İyi haber Robb Stark'ın Öküzağzı'nda Lannister'lara karşı elde ettiği zaferdir; kötü haber ise Walder'ların amcaları sör Stevron Frey'in o mücadelede hayatını kaybettiğidir. Walder'lar bu ölüm haberine hiç üzülmedikleri gibi birde aralarında Frey Hanesinin veliahtının artık kim olduğunu tartıştırmışlardır. Üstat Luwin bu duruma öfkeyle karşılık verirken, Bran iğrenmiş ve “Onlar bu yemeğin tadını benden fazla sevdi” diye düşünmüştür [3].
- Yine Kışyarı'nda, sör Rodrik Cassel'in Leş'i yakalamasından sonra, Jojen rüyasında Bran ve Rickon'u mahzen mezarlarda görür; ikisi de ölüdür ve Leş uzun kırmızı bir bıçakla suratlarını yüzmektedir [3].
Yorumlama: Theon Greyjoy'un iki çiftçi çocuğunu öldürüp derilerini yüzdürmesi ve herkesi o çocukların Bran ve Rickon olduğuna inandırması fikrinin ilham kaynağı Leş'tir [14] [15].
Theon'un kabusu
Kışyarı'nı yağmalayışından ve iki çiftçi çocuğu öldürüp herkesi onların Bran ve Rickon olduklarına inandırdıktan sonra, Theon Greyjoy birçok kabus görmüştür. O kabuslardan biri gerçekte yaşanacak bir olayla ilgilidir [15]. Kendini Kışyarı'nın büyük salonunda, Kral Robert Baratheon'un ziyareti şerefine Eddard Stark tarafından düzenlenmiş ziyafetin ortasında bulur. Her şey çok iyi ve eğlenceliyken, karanlık git gide çoğalır, müzik ahenksiz bir hal alır, şarabın tadı acılaşır. Ve Theon masada cesetlerle oturduğunu görür : Kral Robert Baratheon, Eddard Stark, Eddard'la beraber Kral Topraklarına gidip geri dönememiş kişiler. Ama Theon ölümlerinden sorumlu olduğu insanları (Mikken, Chayle, Benfred Tallhart...), ve hatta Stark Hanesinin çoktan ölmüş üyelerini (Lyanna, Brandon, Lord Rickard ve onların ataları) de görür. En sonunda ise Robb ve ulu kurdu Boz Rüzgâr gelirler.
[...] Sonra yüksek kapılar bir çatırtıyla açıldı, salon boyunca dondurucu bir rüzgâr esti ve Robb gecenin içinden çıkıp yürümeye başladı. Boz Rüzgâr yanındaydı, gözleri yanıyordu, hem adamın hem de kurdun bedenindeki onlarca vahşi yaradan kan sızıyordu.
Yorumlama: Rüyadaki ziyafette, başlangıçta Theon dışında o sırada hayatta olan kimse yoktur. Dolayısıyla rüyadaki ziyafetin bir nevi ölülerin ziyafeti olduğu söylenebilir; Stark Hanesi üyelerinin, dostlarının ve sadık adamlarının yer aldığı bir ziyafet. Robb ve ulu kurdunun gelişi ise yakın gelecekte onların da öleceğine işarettir. Aynı zamanda Theon'un gerçekte içten içe hissettiği pişmanlığı, suçluluk duygusu, hatta bir yere ait olma isteği, önemli bir yere sahip olma arzusu bu rüyada hissedilmektedir.
Ölümsüzler Sarayı'ndaki kehanetler ve görüler
Daenerys Qarth'daki Ölümsüzler Sarayını ziyaret ettiğinde, Ölümsüzler ona birçok kehanette bulunurlar; kendisi de öncesinde sarayın çeşitli odalarında geçmiş ve gelecek ile ilgili birçok şey görür [16].
Daenerys'in görüleri
Odalardan birinde güzel bir kadın yerde çırılçıplak yatıyordu. Dört küçük adam kadının üstüne çıkmıştı. Tıpkı kapıdaki hizmetkâr gibi faremsi suratları, minik pembe elleri vardı. Biri kadının bacaklarının arasına girip çıkıyor, diğeri göğüslerini ısırıyordu, ıslak kırmızı ağzı kadının göğüs uçlarını koparıp çiğniyordu.
Yorumlama: “Güzel, çıplak kadın” Beş Kralın Savaşı tarafından parçalanan Yedi Krallığı simgeleyebilir. Bu durumda Daenerys'in gördüğü o dört küçük adam, diyarın iyiliğinden ziyade kendi hesaplaşmaları veya hakları için savaşan Joffrey Baratheon, Stannis Baratheon, Robb Stark ve Balon Greyjoy olabilirler. Renly Baratheon'u temsil eden birinin olmaması ise Renly'nin o sırada zaten ölmüş olmasıyla açıklanabilir.
Daha sonra cesetlerin ziyafet masasıyla karşılaştı Dany. Vahşi şekilde katledilmiş bedenler ters çevrilmiş sandalyelerin ve ahşap masaların etrafına uzanmış, pıhtılaşmış kan göllerinin ortasına yayılmıştı. Bazılarının kolları, bacakları yoktu, hatta bazılarının kafası. Kesik eller kanlı kadehleri, ahşap kaşıkları, kızarmış horozları, ekmek somunlarını tutuyordu. Yerden yükseğe yerleştirilmiş tahtta, kurt kafalı ölü bir adam oturuyordu, başına demir bir taç takmıştı. Elinde, kral asası gibi tuttuğu bir kuzu budu vardı ve gözleri sessiz bir ilgiyle Dany’yi izliyordu.
Yorumlama: Bu görü, şüphesiz, Kızıl Düğün ile igilidir. Ve “Kurt kafalı ölü bir adam” tabiriyle, Robb Stark ve ulu kurduna yapılacaklar konusunda oldukça önemli bir ipucu barındırmaktadır.
[...] Bu odayı tanıyorum, diye düşündü. Büyük ahşap kirişlerini ve onları süsleyen hayvan oymalarını hatırlıyordu. İşte, pencerenin dışında bir limon ağacı vardı. Kırmızı kapılı ev, Braavos’taki ev. Evi düşündüğü anda odaya Sör Willem girdi, bastonuna yaslanmıştı.“İşte buradasın küçük prenses,” dedi boğuk, nazik sesiyle. “Gel,” dedi. “Bana gel leydim, artık evdesin, artık güvendesin.” İri, buruşuk, eski deriler kadar yumuşak ellerini Dany’ye uzattı. Dany o eli tutmak istiyordu, öpmek istiyordu, daha önce hiçbir şeyi istemediği kadar çok istiyordu. Ayağı öne gitti ve sonra, O öldü, o öldü, tatlı yaşlı ayı, o çok uzun zaman önce öldü, dedi kendine. Arkasını dönüp koşmaya başladı.
Yorumlama: Bu görü Daenerys'in geçmişte mutlu olduğu o döneme ve koruyucusu sör Willem Darry'ye olan özlemine atıfta bulunurken, aynı zamanda Daenerys'i tuzağa düşürmek isteyen Ölümsüzlerin ona özellikle bu görüyü göstermiş olabilecekleri de düşünülmektedir.
Sonunda sol tarafında iki kanatlı bronz bir kapı belirdi, diğer kapılardan çok daha büyüktü. Dany yaklaşınca kanatlar kendiliğinden açıldı. Dany durup bakmak zorundaydı. Kanatların ardındaki mağaramsı taş salon, o güne kadar gördüğü en büyük salondu. Ölü ejderhaların kafatasları duvarlardan aşağı bakıyordu. Yüksek, dikenli bir tahtta görkemli kıyafetler giymiş yaşlı bir adam oturuyordu; koyu renk gözlü, gümüş saçlı, yaşlı bir adam. “Kömürleşmiş kemiklerin ve kızarmış etlerin kralı olsun,” dedi aşağıdaki adama. “Küllerin kralı olsun.”
Yorumlama: Bu görü Robert Baratheon'un isyanı sırasında yaşanmış bir olaydır. Bu olay daha sonra Jaime Lannister tarafından Brienne Tarth'a anlatılmıştır. Daenerys'in burada gördüğü mekan Kızıl Kaledeki taht odasıdır, ve yaşlı adam elbette babası Kral Aerys II Targaryen'dir. Prens Rhaegar Targaryen'in Üç Dişli Mızrak savaşındaki yenilgi ve ölüm haberinin gelmesinden sonra, Kral Şehrinin Lannister'lar tarafından yağmalanmasından önce, Kral Aerys simyacı Rossard'a şehrin her yerine Çılgın Ateş yerleştirmesini emretmiş, Robert Baratheon'un alacağı tek şeyin, yanmış ve küle dönmüş bir şehir olacağını söylemiştir.
Dany tekrar durduğunda aklına gelen ilk düşünce Viserys oldu ama ikinci bakışı ona başka bir şey söylüyordu. Adamın saçları ağabeyininkiler gibiydi fakat boyu daha uzundu, gözleri leylak rengi değil koyu çivit mavisiydi.
“Aegon,” dedi ahşap bir yatağın içinde yeni doğmuş bebeğini emziren kadına. “Bir kral için daha uygun bir isim olabilir mi?”
“Onun bir şarkısı var,” dedi adam. “O vadedilen prens. Buz ve ateşin şarkısı onun.” Başını kaldırdı, gözleri Dany’nin gözleriyle buluştu. Kapının ardında duran Dany’yi görüyordu sanki. “Bir tane daha olmalı,” dedi. Yataktaki kadınla mı, yoksa Dany’yle mi konuştuğu belli değildi. “Ejderhanın üç başı var.” Pencere sekisine oturdu, eline bir arp aldı, parmaklarını gümüşi tellerin üstünde hafifçe dolaştırdı. Adam, kadın ve çocuk sabah sisi gibi kaybolurken odayı tatlı bir hüzün doldurdu. Dany yoluna devam ederken arkasında sadece müzik kalmıştı.
“Onun için bir şarkı yapacak mısın?” diye sordu kadın.
Yorumlama: Daenerys burada ağabeyi Rhaegar'ı, onun karısı Elia'yı ve çocukları Aegon'u görmektedir [17]. Rhaegar'ın Dany'ye konuşur gibi “Ejderha'nın üç başı var” demesinin o üç baş'dan birinin, tahmin edildiği gibi, Daenerys olduğunu işaret etmektedir. Bir diğer detay ise Rhaegar, Elia ve Aegon sis gibi silinip kaybolurken, Rhaegar'ın çaldığı müziğin (ki bunun Vadedilmiş Prens'e ait olduğu söylenen Buz ve Ateşin Şarkısı olabileceği varsayılabilir) devam ediyor oluşudur. Bu son detayın özel bir anlamının olup olmadığı konusunda bir bilgi, ve dolayısıyla bir inanış bulunmamaktadır. Fakat bir anlamı olduğu varsayılır ise... Rhaegar, Elia ve Aegon sis gibi kaybolurken aynı görüye ait müziğin devam etmesi Daenerys'in Vadedilmiş Prens olma ihtimaline atıfta bulunuyor olabilir (Şarkı Aegon'a değil, ona aittir, bu yüzden çalmaya devam ediyordur)
Bu arada Jorah Mormont'a göre “ejderha'nın üç başı”, üç ejderha için üç binici gerektiği anlamını taşımaktadır. Binicilerden biri Daenerys'dir, diğer biniciler ise onun kocaları olacaktır [18].
Ölümsüzlerin kehanetleri
...gölgelerin şekilleri... yarın henüz yazılmadı... buzun kadehinden iç... ateşin kadehinden iç...
...ejderhaların anası... üçün çocuğu...
...üç ihanet göreceksin... biri kanda, biri altında, biri aşkta...
...ejderhanın üç başı var... ejderhaların anası... fırtınanın çocuğu...
...üç ateş yakmalısın... biri hayat için, biri ölüm için, biri aşk için...
...üç at sürmelisin... biri yatağa, biri azaba, biri aşka...
Yorumlama: Her şeyden önce, bu kehanette Targaryen Hanesi için oldukça sembolik olan üç rakamının vurgulandığı görülmektedir. Bu kehaneti kısım kısım analiz etmek daha uygun olacaktır.
- “buzun kadehinden iç... ateşin kadehinden iç” : Bu kısmı yorumlamak çok zordur. Ama kesin olan şudur ki, kadehlerin elbette simgelediği bir şey vardır. Aynı zamanda ateş ve buz da birçok şeyi, hatta belki birilerini simgeleyebilir. Bu kısım için yapılacak, akla en yatkın tahmin, Daenerys'in gelecekte bir seçim yapmak zorunda kalacağıdır. Yaptığı seçim, aldığı karar dengeli olmalı, dengeyi sağlamalıdır. Ateş tüketir, buz muhafaza eder. Ateş yıkımı, buz ise yapımı simgeleyebilir. Daenerys karşı karşıya kalacağı durumda her ikisine ihtiyaç duyup hem ateşin, hem buzun “kadehinden içebilir”. Başka bir bakış açısına göre buz kadehi ve ateş kadehi, buz ve ateşin şarkısıyla, dolayısıyla da Vadedilmiş Prens ile bağlantılıdır. Ya da bir diğer düşünce, bu kadehlerin Jon Snow'u simgelediği ve Daenerys'in o kadehlerden içmesi onların bir birlik oluşturacağı anlamını taşıdığı yönündedir. Veya bu kısmın gerçek anlamı belki de tüm bu açıklamalardan izler taşımaktadır.
- “üçün çocuğu” ve “ejderhanın üç başı var” : Bunlar Daenerys'in ejderha'nın üç başından biri olduğu düşüncesini desteklemektedir. Öte yandan, diğer iki kişinin kim olacağına dair bir bilgi yoktur henüz. Başlangıçta çoğunluk bu diğer iki kişinin Jon Snow ve Aegon olduğunu düşünmekteydi fakat Martin'in o üç başın da Targaryen kanından olması gibi bir zorunluluk olmadığını belirtmesiyle birlikte, bu konudaki spekülasyonlar çeşitlilik kazanmıştır.
- “üç ateş yakmalısın... biri hayat için, biri ölüm için, biri aşk için” : Bu kısım Daenerys'in hayatındaki dönüm noktalarını işaretleyen üç ateşin yakılacağını düşündürmektedir. Ki bu durumda bu ateşlerden birinin zaten yakıldığı kabul edilebilir (içinde ejderhaların doğduğu, Khal Drogo'nun cenaze ateşi). Öte yandan bu ateşin hayat için mi (ejderhalara can verdi), ölüm için mi (Drogo ve Mirri Maz Duur'un), yoksa aşk için mi (Drogo) yakıldığını anlamak zordur.
- “üç at sürmelisin... biri yatağa, biri azaba, biri aşka” : Öncellikle “sürmelisin”, şüphesiz, cinsel ilişki anlamını taşımaktadır, ve dolayısıyla “üç at” da üç adam anlamına gelmektedir. İlki Khal Drogo'ydu ama bir kez daha bunun “yatağa” mı (düşük bir olasılık), “azaba” mı (bu birliktelik ölü doğan ve yaratığa benzeyen bir bebek getirdi), yoksa “aşka” mı olduğunu anlamak zordur. İkincisi Daario Naharis; onun “yatağa sürülen at” olma olasılığı yüksektir. Bu konuya farklı bir açıdan bakıp, Daenerys'in kendi iradesiyle üç adamla ilişkiye girdiği, gireceği gibi bir hipotez de vardır... Khal Drogo ile ilişkisi başlangıçta kendi iradesi dışında geliştiği için, Drogo bu konunun dışında tutulabilir. Bu durumda Daario Naharis yine “yatağa”, Daenerys'in hiç sevmediği, mecbur olduğu için ama aynı zamanda kendi iradesiyle, onayıyla evlendiği ikinci kocası Hizdahr zo Loraq ise “azaba” kısmına uymaktadır. Geriye Daenerys'in “aşka süreceği at” kalmaktadır.
- “üç ihanet göreceksin... biri kanda, biri altında, biri aşkta” : Ölümsüzler burada açıkça Daenerys'in üç ihanet göreceğini söylemektedir. Birincisinin Mirri Maz Duur'un ihaneti (“kanda”)[17] olma ihtimali oldukça yüksektir. İkincisi (“altında”) ser Jorah Mormont'un ihaneti olabilir, veya Esmer Ben Plumm'un ihaneti. Üçüncü ihanet ise (“aşkta”) hala bir gizemdir. Daenerys'e göre ona ihanet eden üç kişi Mirri Maz Duur (“kanda”), Jorah Mormont (“aşkta”), ve Ben Plumm'dur (“altında”) [19].
Ölümsüzlerin görüleri
Daenerys anlamını çözemediği bu kehanetler için yardım ister; Ölümsüzler bu yardım talebine yeni görüntüler sunarak karşılık verirler. Dolayısıyla bu görüntüler yukarıdaki kehanetlerle bağlantılı olabilir.
Erimiş altın, yanaklarından süzülüp ağzını doldururken çığlık attı Viserys. Bakır tenli, uzun boylu, altın-gümüş saçlı bir lord, arkasındaki şehir alevler içinde yanarken aygırlı sancağının altında durdu. Genç bir prens ölürken, kan damlalarına benzeyen yakutlar döküldü göğsünden. Prens dizlerinin üstüne düşüp suya gömülürken son nefesiyle bir kadının adını fısıldadı.
...ejderhaların anası... ölümün kızı...
Yorumlama: Bu ilk görü dizisi Daenerys'in hayatında önemli bir yere sahip olan üç kişinin ölümünü göstermektedir. Viserys'in ölümü; Rhaego (Bakır tenli, altın-gümüş saçlı, aygır sancaklı lord. Öte yandan Rhaego'nun ölümünü değil, yaşadığı takdirde sahip olacağı kaderi görmekteyiz); ve prens Rhaegar'ın ölümü (Zırhındaki yakutların nehre döküldüğü bilinir, ayrıca son nefesinde “Lyanna” diye fısıldadığı söylenir). Viserys'in ölümünü tanımlamak zordur, ama Rhaego'nun ölümü babası Drogo'yu yaşatmıştır, hayat içindir; Rhaegar'ın ölümüne yol açan ise Lyanna Stark'a duyduğu aşktır, yani ölümü aşk içindir. Dolayısıyla bu ölümler üç ateş kehaneti ile bağlantılı olabilir. Rhaego hayat verdiği Drogo ile bağdaştırıldığında ise, isimleri bu üç kişinin anısına verilmiş ejderhalar Viserion, Drogon ve Rhaegal akıllara gelmektedir. Üç ölüm, üç ateş, üç ejderha.
Günbatımı gibi parlayan kırmızı bir kılıç; mavi gözlü, gölgesiz bir kralın elinde havaya kalktı. Neşeli çığlıklar atan bir kalabalığın arasından ejderhalı bir sancak yükseldi. Dumanlı bir kulenin tepesinden alevler soluyan taştan bir canavar havalandı.
...ejderhaların anası... yalanların katili...
Yorumlama: Bu görüleri “yalanların katili” sözünü dikkate alarak analiz etmekte fayda vardır. İlk görüdeki kişinin, Melisandre'ın Renly'yi öldürecek gölge çocuğa hamile kalmak için ilişkiye girdiği, taşıdığı kılıcın Azor Ahai'nin Işıkgetiren'i olduğu iddia edilen, mavi gözlü Stannis Baratheon olma ihtimali oldukça yüksektir. İkinci görü, “yalanların katili” belirtisi baz alındığında, bir tiyatro göstersinin parçası olan bir “ejderha”'yı simgeliyor olabilir. Bu ejderha belki de daha sonra bahsedilecek “Oyuncunun ejderhası” 'dır. Tüm bunlar Targaryen olduğu iddia edilen ama aslında Targaryen olmayan birinin ortaya çıkma olasılığı olabileceğini işaret eder, ki Aegon konusunda böyle bir şüphe söz konusudur. Son görü ise Melisandre'ın Ejderha Kayası'ndaki taştan ejderha heykellerinin uyandırılabileceği inancını hatırlatmaktadır. Sonuç olarak, bu görüler ve “yalanların katili” belirtisi birleştirildiğinde, söz konusu olayların, durumların veya iddiaların özünde yalan, sahtelik olduğu ve Daenerys'in gerçeklerin kanıtı olacağı sonucuna varılabilir.
Gümüş atı çimenlerde koşarak bir yıldız denizinin altındaki dereye gitti. Ölü yüzündeki gözleri pırıldayan, gri dudakları hüzünle gülümseyen bir ceset, bir gemimin pruvasında duruyordu. Buzdan bir duvarın üstündeki çatlakta mavi bir çiçek büyüdü ve havayı tatlı kokularla doldurdu.
...ejderhaların anası... alevlerin gelini...
Yorumlama: İlk görüdeki gümüş at ve tasvir edilen mekan akıllara dolaylı olarak Khal Drogo'yu getirmektedir. Gümüş at onun hediyesidir, bir yıldız denizinin altındaki dere ise Daenerys'in onunla birlikte olduğu bir yeri, Dünyanın Rahmi'ni hatırlatmaktadır. İkinci görüdeki gri dudaklı, gülümseyen ölü adamın bir Greyjoy olduğu düşünülmektedir (Greyjoy = Gri neşe). Ki bu Greyjoy'un Daenerys ile evlenmeye niyeti olan Victarion olma ihtimali yüksektir. Son görüde ise mavi çiçekten dolayı akla ilk gelen Lyanna Stark'tır, fakat çiçeğin buzdan bir duvarın üstünde büyümesi dikkatleri Jon Snow'a çevirmektedir. Ki bu durum aynı zamanda Jon Snow'un Lyanna Stark ve Rhaegar Targaryen'in oğlu olduğu teorisini desteklemektedir. Bu görülerin sonunda Ölümsüzlerin “alevlerin gelini” demeleri dikkate alındığında, genel bir tahmin elde edilebilir. İlk görü Drogo'yu, ikinci görü Victarion Greyjoy'u, üçüncü görü ise Jon Snow'u akıllara getirmektedir. Daenerys Drogo'nun karısıydı, bir diğer deyişle geliniydi. Bu durumda Daenerys'in gelecekte Victarion Greyjoy ve Jon Snow için de bir eş, bir gelin olma ihtimali söz konu olabilir. Belirtmek gerekir ki bu tahminde Daenerys'in bu iki kişiyle kesinlikle evleneceği düşüncesi yoktur, daha çok evlilik planı olabileceğini fakat bu planın hayata geçip geçmeyeceğinin belirsiz olduğu ifade edilmektedir. Sonuç olarak bu görüler, kehanetin “ejderhanın üç başı var” kısmıyla bağlantılı olabilir.
Quaithe'nin ilk kehaneti
Qarth'ın Safkanlarıyla yaptığı sonuçsuz görüşmenin ardından, Daenerys sokakta Quaithe ile karşılaşır ve Quaithe ona kehanet diye nitelendirilebilecek esrarengiz sözler sarfeder [20]
Kuzeye gitmek için güneye yolculuk etmelisiniz. Batıya varmak için doğuya gitmelisiniz. İlerleyebilmek için geriye dönmelisiniz. Işığa dokunmak için gölgelerden geçmelisiniz.
Devamında, Quaithe'nin ona Asshai'ye gitmesini önerdiğini düşünen Daenerys, Asshai'de ne bulacağını sorar. Quaithe “Gerçek” deyip ortalıktan kaybolur.
Daenerys sonrasında önce Astapor'da [21], daha sonra ise Dothraki Denizinde [22] Quaite'nin sesinden bu sözleri tekrar duyacaktır.
Yorumlama: Bu kehanet Daenerys'i amacına ulaştıracak yolun uzun, geri dönüşleri olan, yeni başlangıçların yaşanabileceği bir yol olacağını ve hayallerine kavuşmak için tehlikeler, zorluklar atlatması gerektiğini düşündürmektedir. Fakat “Asshai'de ne bulacağım?” sorusuna Quaite'nin “Gerçek” cevabını vermesi, daha fazlası ve Daenerys'in keşfetmesi gerektiği bir şey olabileceğini hissettirmektedir. Ya da basitçe Quaite'nin ona Asshai'ye gitmesini önerdiği konusunda yanılmış olabilir, belki de gölgeler sadece zorluklar anlamına gelmektedir. Quaite ise bunu düzeltmemiş, kehanetteki geri dönüşlerin gerekleşmesi için Daenerys'in bu şekilde düşünmesini uygun bulmuş olabilir. Belki de o uzun, dolambaçlı, tehlikeli yol, Daenerys'i amacına kavuşturacak yol olduğu kadar, onu öğrenmesi gereken bir gerçeğe ulaştıracak yol da olabilir.
Kılıçların Fırtınası
Yamalı Yüz'ün şarkısı
Karasu Savaşının ardından gemisi karaya oturan sör Davos Seaworth, günlerce ıssız bir adada kalmasının ardından kurtarılır ve Ejderha Kayası'na geri döner. Stannis Baratheon'la görüşmeyi beklerken, kalenin Aegon Bahçesinde Shireen Baratheon ve Yamalı Yüz diye anılan soytarı ile karşılaşır. Yamalı, sözleri oldukça merak uyandıran bir şarkı söyler [23].
“Soytarının kanı, kralın kanı, bakirenin baldırındaki kan, ama zincirler konuklar için, zincirler damat için, ay ay ay”
Yorumlama: Şarkının yaşanacak Kızıl Düğün ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Soytarının kanı İkizlerin delisi/aptalı diye bilinen Aegon Frey'in, kralın kanı Robb Stark'ın, bakirenin baldırındaki kan ise gerdeğe girecek gelin Roslin Frey'in kanıdır. Zincirler ise esir alınacak damat Edmure Tully ve birkaç davetli içindir (İri Jon Umber, Patrek Mallister, Marq Piper...)
Yüce Yürek Hayaleti'nin rüyaları
İlk rüyalar
Arya ve Sancaksız Kardeşlik, Beric Dondarrion'un yanına gitmek için yaptıkları yolculuk sırasında durdukları Yüce Yürek'de, yaşlı bir albino cüceyle (Yüce Yürek Hayaleti) karşılaşırlar [24].
“Eski tanrılar canlanıyor, uyumama izin vermiyorlar,” dediğini duydu Arya. “Rüyamda altın bir geyiğin, alevli kalbi olan bir gölge tarafından katledildiğini gördüm. Sallanan bir köprünün üstünde bekleyen suratsız bir adam gördüm. Kanatlarından deniz yosunu sarkan boğulmuş bir karga adamın omzuna tünemişti. Köpüren bir nehir ve balığa dönüşen bir kadın gördüm. Cansız bedeniyle suda sürükleniyordu, yanaklarında kırmızı gözyaşları vardı ama göz kapakları açıldığında, ah, dehşet içinde uyandım. Rüyamda bütün bunlan ve daha fazlasını gördüm.
Yorumlama:
- “Rüyamda altın bir geyiğin, alevli kalbi olan bir gölge tarafından katledildiğini gördüm.” : Altın geyik Renly Baratheon'dur. Onu öldüren gölge ise Melisandre'ın doğurduğu, yarattığı gölgedir.
- “Sallanan bir köprünün üstünde bekleyen suratsız bir adam gördüm. Kanatlarından deniz yosunu sarkan boğulmuş bir karga adamın omzuna tünemişti.” : Bu kısım muhtemelen Euron Greyjoy tarafından tutulmuş Yüzsüz Adamın (suratsız adam) Pyke'da Balon Greyjoy'u öldürecek olmasıdır.
- Köpüren bir nehir ve balığa dönüşen bir kadın gördüm. Cansız bedeniyle suda sürükleniyordu, yanaklarında kırmızı gözyaşları vardı ama göz kapakları açıldığında, ah...” : Bu kısım ise Catelyn Stark'ın ölüp Leydi Taş Yürek olarak dirilecek olması ile ilgilidir.
İkinci rüyalar
Daha sonra, Arya ve Lord Beric Dondarrion'un emrindeki Sancaksız Kardeşlik tekrar Yüce Yürek'den geçer ve bir kez daha Hayaletle karşılaşırlar. Yaşlı kadın Eski Tanrıların ona gösterdiği rüyalarla oluşturulmuş kehanetler anlatır [25].
“Islak olan. Deniz canavarı kralı lordlarım. Rüyamda onun öldüğünü gördüm ve kral öldü. Şimdi demir mürekkep balıkları birbirleriyle kavga ediyor. Ah, Lord Hoster Tully de öldü ama bunu biliyorsunuzdur öyle değil mi? Keçi, kralların salonunda tek başına oturuyor ve büyük köpek onun üstüne çökerken o yanıp tutuşuyor.” [...] “Rüyamda, yağmurda uluyan bir kurt gördüm ama kurdun kederini kimse duymuyordu” diyordu cüce kadın. “Öyle şiddetli bir gürültü vardı ki başım çatlayacak sandım; davullar ve borular, borazanlar ve çığlıklar ama en hüzünlü ses küçük çanların sesiydi. Bir ziyafette, saçlarında mor yılanlar olan bir bakire gördüm, yılanların dişinden zehir damlıyordu. Sonra rüyamda o bakireyi bir kez daha gördüm, kardan inşa edilmiş bir kalede bir devi katlediyordu.”
Yorumlama:
- “Islak olan. Deniz canavarı kralı lordlarım. Rüyamda onun öldüğünü gördüm ve kral öldü. Şimdi demir mürekkep balıkları birbirleriyle kavga ediyor” : Balon Greyjoy'un gerçekleşen ölümü, ve bunun devamında yaşanan taht, veraset mücadelesi.
- “Keçi, kralların salonunda tek başına oturuyor ve büyük köpek onun üstüne çökerken o yanıp tutuşuyor.” : Gregor Clegane'ın, Tywin Lannister'ın emri üzerine, Harrenhal'e gidip Keçi lakaplı Vargo Hoat'u öldürmeye hazırlanışı ile ilgilidir.
- “Rüyamda, yağmurda uluyan bir kurt gördüm ama kurdun kederini kimse duymuyordu” ve “Öyle şiddetli bir gürültü vardı ki başım çatlayacak sandım; davullar ve borular, borazanlar ve çığlıklar ama en hüzünlü ses küçük çanların sesiydi.” : Kızıl Düğün ile ilgili oldukça açık, net bir rüya; özellikle de son kısım, çanların hüzünlü sesi, Catelyn Stark'ın Çıngıraklı Aegon Frey'i öldürecek olmasına atıfta bulunuyor gibidir.
- “Bir ziyafette, saçlarında mor yılanlar olan bir bakire gördüm, yılanların dişinden zehir damlıyordu.” : Bakire, şüphesiz, Sansa Stark'tır. Joffrey ve Margaery'nin düğününde, Sansa Petyr Baelish'in öncesinde hediye ettiği ve ısrarla takmasını istediği mücevherli bir saç filesi takacaktır. O mücevherlerden birinde zehir vardır ve Olenna Tyrell bu zehri Kral Joffrey'i öldürmek için kullanacaktır.
- “Sonra rüyamda o bakireyi bir kez daha gördüm, kardan inşa edilmiş bir kalede bir devi katlediyordu.” : Bu rüya ise Sansa'nın Kartal Yuvası'nda kardan inşa edeceği Kışyarı kalesini, çocuk Lord Robert Arryn'in oyuncak bebeğiyle o kaleyi yıkmasına engel olmaya çalışırken oyuncağın kafasını koparacak olmasını akıllara getirmektedir (Oyuncak bebek, kardan kalenin yanında dev gibidir)
Yüce Yürek Hayaleti sonrasında Arya'ya dönüp şu gizemli sözleri söyler :
“Benden saklanamazsın çocuk. Yaklaş.” [...] “Seni görüyorum,” diye fısıldadı. “Seni görüyorum kurt çocuğu. Kan çocuğu. Ölüm kokusunun lorddan geldiğini sanıyordum...” [...] “Benim tepeme geldiğin için zalimsin, zalim. Ben Yaz Kalesi’nde kedere doydum, senin kederine ihtiyacım yok. Buradan git kara yürek. Git!”
Yorumlama: Yaşlı albino burada belki Arya'nın o zamana kadar aldığı hayatlardan ve aynı zamanda ölüm listesindeki kişilerden almayı arzu ettiği intikamdan bahsetmektedir, bu yüzden Arya ölüm kokuyordur. Hüznü, öfkesi ve Yaz Kalesini anması ise şu şekilde yorumlanabilir : Arya'nın halası Lyanna Stark'a benzediği bilinmektedir ve yaşlı kadın bu yüzden Arya'nın Lyanna olduğunu zannetmiş olabilir. Bu durumda Lyanna ona Rhaegar'ı, Rhaegar ise Yaz Kalesi Felaketini hatırtmıştır. Yüce Yürek Hayaleti'nin, yaşanan trajediden önce Yaz Kalesinde Prens Duncan Targaryen'in aşık olduğu Jenny'ye eşlik eden orman cadısının ta kendisi olduğu düşünülmektedir. Orman cadısı felaketten sonra bir daha hiç görülmemişken, çok sevdiği Jenny muhtemelen o felakette hayatını kaybetmiştir. Öte yandan bu durum, eğer yorumlama yanlış değilse, Lyanna ve Rhaegar arasında özel, güçlü bir bağ olduğuna dair bir diğer kanıttır.
Melisandre'ın kehaneti : Azor Ahai'nin dönüşü
Melisandre, sör Davos Seaworth'a kızıl rahiplerin Azor Ahai kehanetinden bahseder [26]. (Daha sonra aynı cümleleri birebir Jon'a da söyleyecektir [27] )
Kırmızı yıldız kanadığında ve karanlık çöktüğünde, Azor Ahai küllerin ve tuzun içinden yeniden doğacak ve taştaki ejderhaları uyandıracak
Yorumlama: Melisandre'a göre, Stannis Baratheon kehanette söylenenleri karşılamaktadır. Ejderha Kayası, Stannis'in tuz ve dumanın ortasındaki kalesi, taştan ejderhaların olduğu, kırmızı yıldızın göründüğü yerdir [27]. Fakat Melisandre'ın yanılma olasılığı yüksektir çünkü Stannis Ejderha Kayasında yaşamaktadır, orada doğmamış veya bir yeniden doğuş yaşamamıştır. Bir diğer bakış açısı, Azor Ahai'nin Daenerys Targaryen olduğu yönündedir. Kırmızı yıldız tam olarak ölümüne ağladığı (tuz) Drogo'nun cenaze ateşi (duman) yakıldığında gökyüzünde belirtmiştir. Daenerys, bu ateşin içine girip sağ çıkmasıyla, yeniden doğmuş kabul edilmektedir. Ve yine bu ateşin içinde Daenerys'in sahip olduğu taşlaşmış ejderha yumurtalarından ejderhalar doğmuştur (taştan ejderhalar) [28]. Ayrıca bu bakış açısına göre Daenerys'in Işıkgetireni ejderhalarıdır; karanlık'a karşı nihai bir silah. Öte yandan, Jon Snow'un Azor Ahai olabileceğine dair görüşler de vardır.
Daenerys'in dördüncü rüyası
Astapor'da, Lekesizlere karşılık ejderhası Drogon'u vermesi gerektiği günün öncesinde Daenerys bir rüya görür [21].
Dany o gece rüyasında Rhaegar’dı, Üç Dişli Mızrak’a gidiyordu. Ama bir ejderhanın sırtındaydı, bir atın değil, işgalci’ye ait isyancı ordunun nehri geçtiğini gördü, askerler buzdan zırhlar giymişti ama Dany onları ejderha aleviyle yıkadı, çiğ taneleri gibi eriyen adamlar Üç Dişli Mızrak'ı taşkın bir akıntıya dönüştürdü. Dany’nin küçük bir yanı bunun bir rüya olduğunu biliyordu ama diğer yanı zafer sarhoşuydu. Bu iş böyle olmalı...
Daenerys uyandıktan sonra kamarasında birinin varlığını hisseder ve ardından Quaite'nin ilk kehanetini tekrar eden sesini duyar, ama kamarayı aydınlattığında kimseyi göremez. Aynı gün Astapor yağmalaması/fethi gerçekleşir.
Yorumlama: Bu rüyada gerçek, Daenerys'in bilinçaltıyla harmanlanmış gibidir. Aynı zamanda bu rüya belki gelecekten de izler taşımaktadır. Buzdan zırhlar akıllara Akgezenleri getirmektedir, dolayısıyla bu rüya Daenerys'in Azor Ahai olabileceğine atıfta da bulunuyor olabilir. Öte yandan Daenerys'in Lekesizlere karşılık Drogon'u vermek yerine, Lekesizleri Astapor'u yağmalayarak, fethederek alma fikrinin bu rüyadan geldiği anlaşılmaktadır ("Bu iş böyle olmalı").
Jaime'nin rüyası
Harrenhal'den Kral Şehrine doğru yapılan yolculuk sırasında, Jaime Lannister ve Çelikincik Walton komutasındaki iki yüz Bolton askerinden oluşan refakatçileri, Tanrı Gözü yakınlarında mola verirler. Adamlar kampı kurarken, Jaime kesik elinin sebep olduğu yüksek ateş ve içtiği rüya şarabının etkisiyle uykuya dalar, ve garip bir rüya görür [29].
Kendini Kaya'nın mağaralarında, çıplak halde bulur. Sağ eli yerli yerindedir. Etrafında yüzlerini gizleyen başlıklı kıyafetler giymiş bir düzine karanlık suret vardır ve mızraklarının ucuyla Jaime'yi aşağıya inmeye mecbur ederler. Jaime sonunda daha da karanlık, zemini yumuşak kumdan ve sığ sudan ibaret bir yere düşer. Mağaradaki tek ışık Cersei'nin elindeki meşaleden gelmektedir. Cersei'nin yanında Joffrey, Tywin ve Jaime'nin “Bu yer de ne?” sorusuna “Senin yerin” cevabını veren binlerce gölge vardır. Zeki Lann'den buyana günlerin şafağında yaşayan bütün Lannister'lar. Cersei “Burası senin yerin kardeşim. Bu senin karanlığın” diye ekler ve Jaime'nin yalvarışlarına rağmen hepsi onu orada bırakıp giderler. Öncesinde Jaime bir kılıç için yalvardığında, babası Twyin “Sana bir kılıç verdim” der ve Jaime ayağının dibinde bir kılıç bulur. Kılıç gümüşi mavi bir ışıkla yanmaktadır. Sonra Brienne gelir; elleri zincirlenmiş, çıplak halde Jaime'nin yanına atılır. Jaime tek bir kılıç darbesiyle kızı zincirlerinden kurtarır ve ardından Brienne de gümüşi mavi bir alevle yanan bir kılıç bulur. Cersei'nin sesi duyulur uzaktan, “Alevler sen yaşadığın sürece yanacak. Onlar öldüğünde sen de ölmelisin”. Ve sonra sessizce yaklaşan süvariler gelir, kardan (beyaz) zırhlar giymişlerdir, Jaime hemen tanır onları. Robert'ın İsyanı sırasında ölmüş Kral Muhafızı kardeşleridir onlar, ve onların yanında sis ve kederle sarmalanmış prens Rhaegar Targaryen vardır. Hepsi Jaime'yi yeminlerine ve kralına ihanet etmekle suçlarlar ve Jaime'nin yaptığı açıklamaların hiçbir faydası olmaz. Brienne'in kılıcı hala yanarken, Jaime'nin kılıcının alevi önce cılızlaşır, ardından söner ve hayaletler ona doğru atılır.
(Rüya oldukça uzun olduğu için özet geçilmiştir)
Yorumlama: Bu rüya her şeyden önce Jaime'nin karanlık iç dünyasının bir yansıması gibidir. Catelyn Stark'a verdiği sözü tutmamanın yarattığı suçluluk duygusu; başta Cersei olmak üzere ailesinin ondan vazgeçmesi, ümidi kesmesi korkusu ve onlar için bir hayal kırıklığı olma endişesi; doğru olanı yaptığını bilse de, korumaya yemin ettiği Kral Aerys'i öldürmüş olmasının verdiği rahatsız edici his... Jaime'yi içten içe kemiren ne varsa.
Öte yandan bu rüyanın Jaime'de önemli değişimlere sebep olduğu düşünülmektedir. Harrenhal'e geri dönüp Brienne'i kurtarma kararı bu rüyadan uyandıktan sonra aldığı bir karardır. Stark Hanesinin kılıcı Buz'un eritilmiş çeliğinden yapılan iki kılıçtan birini, ona hediye edilmiş olanı Brienne'e vermesi, ondan Sansa Stark'ı bulup Yeminkar adını verdiği bu kılıçla korumasını istemesi de bu rüyadan sonra gerçekleşen bir olaydır.
Rüyanın sembolik olduğu düşünülen tarafları da vardır; çıplaklık ve gümüşi mavi bir aleve sahip kılıçlar gibi. Çıplaklık gerçeklerle yüzleşmeyi, kılıçlar hayatı, kılıçların gümüşi mavi alevi ise onuru simgeleyebilir (yeminlerin tutulmadığı bir hayat = onursuz, karanlık bir hayat).
Son olarak, bu rüya aynı zamanda yakın gelecekte yaşanacak iki olaya da atıfta bulunuyor olabilir. Rüyada Jaime'ye kılıç veren Tywin'dir; ve Tywin Buz'u erittirip yaptırdığı iki kılıçtan birini Jaime'ye verecektir. Rüyada Brienne ilk başta zincirlenmiştir, Jaime onu bu zincirlerden kurtarmıştır; ve Harrenhal'de bir ayıyla dövüştürülen Brienne'i Jaime kurtaracaktır.
Kargaların Ziyafeti
Kurbağa Maggy'nin kehaneti
Henüz bir çocukken, Cersei ve arkadaşları Melara Hetherspoon ile Jeyne Farman, geleceklerini öğrenme niyetiyle Lannis Limanı'ndaki kâhin Kurbağa Maggy'nin çadırının yolunu tutmuşlardır. Jeyne yarı yolda korkusuna yenilip kaçmış ama Cersei ve Melara yollarına devam edip Maggy'nin yanına varmışlardır. Maggy Cersei'nin kanından bir damla içtikten sonra sorularına yanıt vermiştir [30]:
“Prensle ne zaman evleneceğim?” diye sordu.(Cersei)
“Asla. Sen kralla evleneceksin.”
“Ah, evet. Kral için on altı, senin için üç çocuk.” [...] “Taçları ve kefenleri altın olacak,” dedi. “Gözyaşların seni boğduğunda, valonqar ellerini senin beyaz boğazına dolayacak ve nefesini senden alacak.”
[...]
“Ama kraliçe olacağım, değil mi?” diye sordu kraliçenin genç hâli.
“Kraliçe olacaksın... başka bir kraliçe gelene kadar. Daha genç ve daha güzel bir kraliçe gelecek, seni devirecek ve değer verdiğin her şeyi elinden alacak.”
[...]
“Kral ve ben çocuk sahibi olacak mıyız?”
Yorumlama: Bu kehanet üç kısıma ayrılabilir.
- “Kral ile evlenmek” ...Her ne kadar Cersei evleneceği kişinin Prens Rhaegar olduğuna inanmış, ve bu sözler sonucu Kral Aerys'in ölüp Rhaegar'ın kral olacağını ve ardından evleneceklerini düşünmüş olsa da, kehanetin bu kısmı Cersei'nin Kral Robert Baratheon'la evlenmesiyle gerçekleşmiştir.
- “Daha genç ve daha güzel bir kraliçe” kısmı Cersei'nin kraliçeliğini sonlandıracak bir kadının olacağı bilgisini vermektedir. Ve bu kısım ayrıca Cersei'nin Sansa Stark'a, ardından Margaery Tyrell'e karşı olan tutumunu anlaşılır kılmaktadır. Cersei'nin Kargaların Ziyafeti'nin sonundaki “düşüşünün” temelinde Margaery'den kurtulma çabalarının olması da oldukça ironiktir. Genç ve güzel kraliçenin gerçekten Margaery olduğuna dair bir görüş vardır, fakat bir diğer görüş ise bu kişinin Daenerys Targaryen olduğu yönündedir. Maggy'nin sözleri detaylı olarak incelendiğinde, bu ikinci görüşün gerçek olma ihtimali daha yüksektir. “Başka bir kraliçe gelene kadar” demiştir Maggy; bu sözler o kişinin zaten “kraliçe” ünvanına sahip olan biri olacağı imajını vermektedir. Margaery bir kraliçe olarak değil, bir lady olarak gelmiştir; Daenerys ise bir kraliçe olarak gelecektir.
- “Çocuklar” hakkındaki kısım her şeyden önce Joffrey, Myrcella ve Tommen'in Robert Baratheon'dan olmadığını teyit ederken, aynı zamanda Robert'ın tam olarak kaç piç çocuğa sahip olduğu bilgisini de vermektedir. Cersei'nin çocuklarının taç takacaklarını, öleceklerini ve daha sonra kendisinin Valonqar (Yüksek Valyria dilinde “küçük erkek kadeş”) tarafından öldürüleceğini öğrenmekteyiz. Cersei Valonqar'ın kardeşi Tyrion olduğundan emindir fakat bu kişi kendisinden hemen sonra dünyaya gelen, dolayısıyla küçük kardeş sayılabilecek Jaime de olabilir (Öte yandan bir eli kesildiği için “elleri” belirtisi Jaime'ye uymamaktadır). Aynı zamanda, daha detaylı analiz edilirse, Maggy sadece “Valonqar” demektedir, “senin valonqar'ın” gibi belirti yoktur; bu durumda bu küçük erkek kardeşin Cersei ile kan bağı olmayan biri olması da imkansız değildir. Belki de bu kehanetteki “valonqar” kelimesi henüz bilmediğimiz mecazi bir anlam taşıyor olabilir.
Ejderhaların Dansı
Quaite'nin ikinci kehaneti
“Cam mumlar yanıyor. Yakında beyaz kısrak gelecek. Ve onun ardından ötekiler. Deniz canavarı ve kara alev, aslan ve griffin, güneşin oğlu ve maskaranın ejderhası. Hiçbirine güvenme. Ölümsüzler’i hatırla. Parfüm kokulu kethüdaya dikkat et.” [31]
Yorumlama:
- “Beyaz kısrak” : Astapor'dan gelen, ölmek üzere olan ve Meereen'e kanlı hastalığı getiren beyaz bir at'ın üzerindeki adam [32] [33].
- “Deniz canavarı” : Muhtemelen Daenerys'in yanına gelmek için yola çıkmış Victarion Greyjoy'dur. Ağabeyi Euron ona Daenerys'i alıp getirmesini emretmiştir fakat Victarion'un niyeti Daenerys ile kendisinin evlenmesidir, bu şekilde geçmişte olanlar için Euron'dan intikam alacaktır.
- “Kara alev” : Victarion'a eşlik eden siyah tenli, R'hllor rahibi Moqorro olması yüksek bir ihtimaldir. Ki Demir Zafer mürettebatı Moqorro'ya “Kara alev” ismini takmıştır [34].
- “Aslan” : O sırada Volantis yolunda olan Tyrion Lannister olduğuna kesin gözle bakılabilir.
- “Griffin” : Hanesinin arması bir griffon olan Jon Connington akıllara gelen tek kişidir.
- “Güneşin oğlu” : Güneş armalı Martell Hanesinden Prens Doran Martell'in oğu Quentyn Martell [35] [33].
- “Maskaranın/oyuncunun ejderhası” : Her şeyden önce, bu kısım akıllarda bir X kişi tarafından ipleri çekilen, manipüle edilen bir Y kişisi imajı yaratmaktadır. Genel kanı, buradaki “ejderhanın” Prens Rhaegar'ın oğlu olduğu iddia edilen Aegon olduğu yönündedir; maskara/oyuncu ise onu Demir Taht'a oturtmak isteyen Varys'dir. Bu sonuncusunun Illyrio Mopatis olabileceği de düşünülmektedir fakat maskara/oyuncu tanımı gençliğinde bir tiyatrocu topluluğunda çıraklık ettiği bilinen Varys'e daha çok uymaktadır.
- “Parfüm kokulu kethüda” : Daenerys bu kişinin hiç güvenmediği Reznak mo Reznak olduğunu düşünmektedir, fakat bu kişinin gelecekteki kocası Hizdahr zo Loraq olma ihtimali de vardır. Öte yandan bu, ilginç de olsa, Tyrion Lannister, Jorah Mormont ve Moqorro'nun yolcululuk ettikleri gemi Selaesori Qhoran da olabileceği düşünülmüştür. Tyrion ve Moqorro arasında geçen bir konuşmada “Selaesori Qhoran”'ın, “Güzel Kokulu Kâhya” anlamına geldiği bilgisi verilmiştir (parfüm = güzel koku / kethüda = kâhya) [36]. Fakat Ejderhaların Dansı'nda, geminin son durumu bu ihtimali yok etmiştir [37].
Quaite'nin Daenerys'e hiçbirine güvenmemesini söylemesi oldukça merak uyandırıcı ve hatta kafa karıştırıcıdır. Bu uyarı metaforların simgelediği bazı kişiler için anlaşılır olsa da, bazılarının ne gibi bir tehlike yaratabileceği merak konusudur.
Cam mumlar konusunda : Cam mumlar Valyria'da ejderha camından yapılmış, yanan bir mum şekli verilmiş sihirli nesneler, eserlerdir. Yanan ama tükenmeyen. Onları yakan, onlara ışık ve parlaklık verebilen tek şey büyü'dür. Dolayısıyla cam mumların yanması burada büyük ihtimalle ejderhalarla yeniden doğan büyünün tüm dünyaya yayıldığı anlamına gelmektedir, ki zaten Qarth'daki ve Hisar'daki cam mumlar yanmaya başlamıştır.
Melisandre'ın kehaneti : Kralların kanı
Melisandre taştan ejderhaların uyanması için bir kral ve oğulunun ölmesi gerektiği inancındadır [38].
Ejderhayı uyandırmak için iki kral. Önce baba, sonra oğul, böylece iki kral da ölür.
(Not : Kitapta Jon bu sözleri Kraliçe Selyse'in adamlarından duymuştur, fakat bu sözlerin kaynağı elbette Melisandre'dır)
Yorumlama: Melisandre taştan ejderhaları uyandırabilmek için birçok kral ve kral oğlunu R'hllor'a kurban vermek isteyecek ve deneyecektir. Üstat Aemon'un da söylediği gibi, bir kralın kanında kudret vardır [38]. Aynı zamanda Melisandre'ın bu inanışının doğruluğu, Daenerys'in ejderhalarının doğumu örnek gösterilerek, kısmen de olsa onaylanabilir. Drogo Dothraki'lerin “kralıydı”, Rhaego ise onun oğluydu, ve ölümleri ejderhaların doğuşunu sağladı.
Melisandre'ın imgeleri
Melisandre Kara Kale'de, alevlerin içinde birçok imge görür [39].
Yorumlama:
- Ölmek üzere olan bir atın sırtında oturan, grilere bürünmüş bir kız : Melisandre bu kızın Arya Stark olduğunu ve Ramsay Bolton ile evlenmekten kaçtığını düşünmektedir [40], ama esasında bu kız kuzeni Cregan ile evlenmekten kaçan Alys Karstark'dır [41].
- Ölü yüzlere ait kanayan boş göz çukurları : Kırmızı rahibe bu imgeyi Jon Snow tarafından Sur'un Ötesine gönderilen koruyuculardan üçünün ölü ve göz çukurları boş olarak geri dönecekleri yönünde yorumlamış [40] ve haklı çıkmıştır.
- Derinliklerden yükselen ve üstlerine karanlık dalgalar çarptıkça ufalanan kıyıdaki kuleler : Bu imgeden sonra Melisandre Jon'u Kafatası Köprüsü saldırısının sadece bir dikkat dağıtma olacağı konusunda uyarır, Jon ise tasvir edilen bu imgeyi Doğu Gözcüsüne yapılacak olası bir saldırı şeklinde yorumlar. Melisandre gördüğü kulelerin Doğu Gözcüsü kuleleri olmadığını bilmektedir, ama Jon'a bu konuda bir şey söylemez. Jojen Reed'in Kışyarı yağmalaması ile ilgili gördüğü rüyayla benzerlik taşıyan bu imge, Demirdoğumluların Kalkan Adaları'na yaptıkları saldırıyla da ilgili olabilir.
- Sise dönüşen kafatası suretinde gölgeler; Şehvetle birleşmiş, kıvranan, yuvarlanan, birbirlerini kavrayan bedenler; Ateş perdelerinin ötesinde, mavi gökyüzünde daireler çizerek dönen kanatlı gölgeler : Kanatlı gölgelerin Daenerys'in ejderhaları olabileği dışında, bu imgelerle ilgili yorumlar, tahminler yapmak oldukça zordur.
- Binlerce kırmızı gözü olan, Melisandre'ı gören, ceset kadar beyaz, ahşap bir surat ve onun yanında kurt suratlı bir çocuk : Melisandre kendisini ve Stannis Baratheon'u R'hllor'un savaşçıları olarak görmektedir; imgedeki beyaz ahşap suratın ve kurt suratlı çocuğun ise düşman, Öteki'nin savaşçıları olduğunu düşünmüştür. Ama bu kişilerin Üç Gözlü Kuzgun Brynden Rivers ve Bran Stark olduğu kesin olarak söylenebilir. Hatta ahşap suratın binlerce gözünün onu görmesi, Üç Gözlü Kuzgun'un Melisandre'ı izlediğini düşündürmektedir.
- Uzun zaman öncesine ait “Melony” diye inleyen bir kadın sesi, ve “Sürü yedi” diye seslenen bir adam sesi : Bu imge Melisandre'ın geçmişiyle, muhtemelen Asshai'ye gelmeden önceki köle olduğu zamanlarla ilgilidir. Melony ise büyük ihtimalle onun gerçek ismidir. Fakat alevlerde neden böyle bir imge gördüğü konusunda bir yorum yapmak, bunun özel bir anlamı olup olmadığını anlamak zordur.
- “Karanlık gökyüzünden kar taneleri süzülüyordu ve küller onları karşılamak için yerden yukarı yükseliyordu. Alevli oklar ahşap bir duvarın üzerinden kavisler çizerek gelirken ve ölü şeyler soğuğun içinde sessizce yürürken, gri ile beyaz birbirinin etrafında dönüyordu. Ölü şeyler muazzam bir uçurumun altındaydı, uçurumdaki yüzlerce mağaranın içinde ateşler yanıyordu. Sonra, imkânsız surette soğuk bir rüzgâr çıktı ve ortalığı beyaz sis bastı, ateşler birer birer söndü. Daha sonra geride sadece kafatasları kaldı.” : Bu imge Çetinocak'daki durumu, Yabanılların Wight'lar tarafından kuşatılmış olmasını getirmektedir akıllara, ve o kuşatmanın Ötekilerin gelmesiyle bir saldırıya dönüşeceğini, sağ kurtulan tek bir kişi bile olmayacağını düşündürmektedir.
- Alevlerin içinde fısıldanan “Jon Snow” ismi. Jon'un titrek bir perdenin ardında yarı görünür yüzünün önce kurt, sonra yine insan yüzüne dönüşmesi. Dörtyanında düşmanlar ve karanlıktaki hançerler : Bu imgenin her şeyden önce Jon'un Ejderhaların Dansı'nın sonunda yaşayacağı olayla ilgili olduğu düşünülmektedir. Öte yandan, Jon'un yüzünün önce kurt, sonra tekrar insan yüzüne dönüşmesi, onun geliştirlmemiş Derideğiştiren özelliğini akıllara getirmektedir. Fakat bunların ayrı ayrı mı, yoksa bir bütün olarak mı değerlendirilmesi gerektiği konusunda kesin bir düşünce yoktur. Alevlerin içinde isminin fısıldanması ise kimilerine göre Jon'un Azor Ahai olma olasılığı ile ilgilidir, fakat bu imgedeki haliyle bunun destekli bir düşünce olduğu söylenemez.
Bunların dışında, sonrasında, Melisandre tüm uğraşlarına rağmen Stannis'in ve Mance Rayder'ın ne durumda olduklarını görmeyi başaramaz. Her denemesinde kardan başka bir şey göremez. Öte yandan, Jon Snow'u bekleyen, git gide yaklaşan tehlikeyi; ölümü simgeleyen kafataslarını; ve dudaklarında kan, etrafında kafatasları olan Yamalı Yüz'ü sık sık görmektedir [27]. Son olarak, Çetinocak'dan tek bir adamın ve geminin dönmeyeceğini; kışın neredeyse geldiğini; ve Lord Kumandan'ın yakında göklerden gelecek cevaplar alacağını söyler (bu sonuncusu Jon'a Ramsay Bolton'dan gelecek mektupla ilgili bir kinaye olabilir [42] )
Moqorro'nun imgeleri
Selaesori Qhoran'da
Moqorro bir kırmızı rahiptir ve tıpkı Melisandre gibi alevlerin içinde bugünle ya da gelecekle ilgili imgeler görebilmektedir. Selaesori Qhoran isimli gemide, Tyrion ona ne gördüğünü sorduğunda, Moqorro şöyle der :
“Yaşlı ve genç, gerçek ve sahte, parlak ve karanlık ejderhalar. Ve sen. Bütün bunların ortasında hırlayan büyük gölgeli küçük bir adam.” [36]
Yorumlama: Yaşlı ejderha Üç Gözlü Kuzgun olarak bildiğimiz Kanlıkuzgun Brynden Rivers olabilir. Genç ejderha tanımına uyanlar ise Daenerys ve Aegon'dur. Eğer Aegon gerçek bir Targaryen değilse, buradaki sahte ejderha o'dur; buna karşılık Daenerys gerçek olandır. “Parlak ve karanlık” kısmı ise bu kişilerin armalarının renkleriyle alakalı olabilir. Kanlıkuzgun'un beyaz ejderhalı arması; Daenerys'in kırmızı ejderhalı arması; bir Blackfyre olabileceği düşünülen Aegon'un siyah ejderhalı arması. Bir diğer bakış açısı ise bu “ejderhalardan” bazılarının aydınlıkta, görünebilir olduğu, ve bazılarının ise karanlıkta gizlendiği, açığa çıkmadıkları yönündedir. Ya da, bazılarının aydınlık için savaşırken, bazılarının karanlığa hizmet edecekleri şeklinde yorumlanır (iyi ve kötü). Tyrion'un bütün bunların ortasında olması ise, Daenerys ve Aegon arasında yaşanabilecek olası bir olaya bağlanabilir. Tyrion, Aegon'un yanında vakit geçirmiş, onunla yakınlık kurmuştur; aynı şeyleri Daenerys ile yaşaması da öngörülmektedir. Dolayısıyla Tyrion “ejderhalarla” yakın biri olacaktır, ve eğer Daenerys ile Aegon'un gelecekte yolları kesişirse, Tyrion bu sefer tam anlamıyla “ejderhaların” ortasında olacaktır. Bu kısımda “hırlayan” belirtisi de oldukça ilgi çekicidir. Bu küçücük belirti Daenerys ve Aegon'un yanyana değil, karşı karşıya gelebileceklerini ve Tyrion'un o vakit geldiğinde ikisinden birini destekleyebileceği ve desteklediği kişi üzerinde büyük etkisi olabileceği (büyük gölge) düşünülmektedir.
Daha sonra, Daenerys'i arayan başka insanların da olduğunu duyan Tyrion, Moqorro'ya onların kim olduklarını alevlerin içinde görüp görmediğini sorar. Moqorro şöyle cevap verir :
“Sadece gölgelerini... En çok da birini. Kan denizinde yol alan, bir tek siyah gözü ve on uzun kolu olan uzun boylu ve çarpık bir yaratık.” [36]
Yorumlama: Bu gölgenin Kargagöz denilen Euron Greyjoy'a ait olduğundan şüphe duyulmamaktadır.
Demir Zafer'de
Victarion'un adamları Moqorro'yu denizde bulmuşlardır ve rahip onlara “Beni onun yanına götürmezseniz, kaptanınız ölecek” demiştir. Adamlar Moqorro'yu getirdiklerinde, Victarion ona ne gördüğünü, nasıl öleceğini sormuştur. Moqorro şöyle der :
“Sizi gece ateşlerinde gördüm Victarion Greyjoy. Sert ve amansız bir ifadeyle alevlerin içinde yürüdünüz. Büyük baltanızdan kan damlıyordu. Sizi bileklerinizden ve boğazınızdan yakalayan dokunaçları, sizi dans ettiren siyah sicimleri görmüyordunuz.” [43]
Yorumlama: Dokunaçlar Euron Greyjoy'un Victarion'u uzaktan kontrol ediyor oluşunu simgeleyebilir, ki Victarion'un elinin tedavisiyle ilgilenen Kerwin'i ve köle kızı Victarion'la beraber gönderen kişi Euron'dur. Victarion'un zaten Kerwin ile ilgili şüpheleri vardır; Kerwin'in onu iyileştirmeye değil, Euron'un emri üzerine öldürmeye çalıştığını düşünmektedir. Moqorro tarafından yapılan şifa ritüelinden sonra, Victarion Kerwin'in boğazının kesilip denize atılmasını emreder [43].
Bran'ın görüleri
Üç Gözlü Kuzgun'dan eğitim alan Bran, ruhunu büvet ağaçlarının köklerine aktarıp, varlıkları boyunca ağaçların şahit olduğu olayları görmeyi öğrenmektedir. Bu sayede geçmişte yaşanmış, Kışyarı'ndaki büvet ağacıyla bağlantılı birçok olay görür [44].
Yorumlama:
- Kılıcı Buz'u temizleyen Lord Eddard Stark : Bu görünün muhtemelen serinin başlangıcından kısa süre önce yaşanmış bir an olduğu ve Bran'ın evine, babasına duyduğu özlem dışında, özel bir anlam taşımadığı düşünülmektedir.
- “...aralarında sevgiden başka hiçbir şey olmadan, kardeş kadar yakın büyümelerine izin verin...”, “ve leydi karımın beni affetmesi için...” diyerek Eski Tanrılara dua Eddard Stark'ın genç hali : Bu olay şüphesiz Robert'ın İsyanından sonra Eddard'ın, kucağında piçi olduğunu söylediği Jon'la, Kışyarı'na döndüğü döneme aittir. Jon ve meşru çocuklarının kardeş gibi büyümeleri, ve karısının onu affetmesi için Tanrılara dua etmektedir.
- Ağaç dallarıyla düello yapan iki çocuk (bir oğlan ve Arya'yı andıran bir kız) : Şüphesiz Lyanna Stark ve Benjen Stark'ın çocukluk halleri.
- Tanrı Korusu'ndaki siyah havuzdan çıkan ve Eski Tanrılara onun intikamını alacak bir erkek evlat için dua eden hamile, çıplak kadın : Bu görü dizisinde, görülerin git gide daha da eski bir zamana ait olduğu düşünülmektedir. Buna göre, bir önceki ve bir sonraki görünün ait oldukları zamanlar üzerinden bir değerlendirme yapıldığında, bu görüdeki kadının Eddard Stark'ın büyükannesi olabileceği yönünde bir görüş vardır. Söz konusu intikam ile ilgili ise bir bilgi, hatta ipucu dahi yoktur.
- Hodor kadar uzun boylu bir şövalyeyi öpen kahverengi saçlı genç kız : Uzun boylu şövalyenin Uzun Duncan olduğuna inanılmaktadır. Kahverengi saçlı genç kızın kim olduğu konusunda ise destekli bir düşünce yoktur; ama bu bilginin Egg ve Dunk'ın Hikayeleri'nin dördüncü kitabı The She-Wolves of Winterfell'de verilebileceği düşünülmektedir.
- Büvet ağacının üç dalını kesip onlara ok şekli veren koyu renk gözlü, beyaz tenli ve öfkeli genç adam : Bu kişi büyük ihtimalle son Kuzey Kralı Torrhen Stark'ın piç kardeşi Brandow Snow'dur. Brandon'un Aegon'un Fethi sırasında Targaryen ejderhalarını öldürmeyi planladığı ve bunun için üç ok hazırladığı bilinmektedir.
- Uzun boylu, kürk ve örgü zırh kuşanmış sert lordlar. Büvet ağacının önünde diz çöktürülen bir tutsak ve elindeki bronz orağı tutsağın boynuna indiren beyaz saçlı kadın : Bu muhtemelen İlk İnsanlar'ın çağında yaşanmış bir olaydır. O çağlarda, büvet ağaçlarının önünde, Eski Tanrılara insan kurban etme törenleri olduğu söylenmektedir.
Jon'un üçüncü rüyası
Yabanılların Tormund öncülüğünde teslim oluşlarından önceki gece, Jon rüyasında kendini Sur'un tepesinde, siyah buzlu bir zırh kuşanmış halde görür, elinde kıpkırmızı yanan kılıcı Uzunpençe vardır. Binlerce Yabanılın, kara kardeşin ve devlerin saldırısını tek başına bertaraf etmeye çalışır, hepsi birer Wight'a dönüşmüştür. Ygritte'i, Donal Noye'u, Dick Follard'ı, Qhorin Yarımel'i, ve “Ben Kışyarı Lordu'yum” diye bağırdığında karşısında beliren Robb Stark'ı öldürür. Pürüzlü bir el onu omzundan yakalar, Jon kim olduğuna bakmak için döndüğü sırada, göğsünü gagalayan Jeor Mormont'un kuzgunu tarafından uyandırılır. Kuzgun “Mısır” der, ardından “Kral”, ve en sonunda “Jon Snow” deyip ilk defa onun tam adını söyler [45].
Yorumlama: Jon'un, elinde kıpkırmızı yanan bir kılıçla, tek başına Wight'lara karşı savaşması akıllara Jon'un Azor Ahai olabilme ihtimalini getirmektedir. Giydiği siyah buzlu zırh, Gece Nöbetçisi kıyafetinin Akgezenlerin getirdiği benzersiz kışın soğuğunda donmuş, katılaşmış olabileceği şeklinde yorumlanır. “Ben Kışyarı Lordu'yum” diye bağırmasını, Robb'u öldürmesini yorumlamak ise oldukça zordur. Omzuna dokunan pürüzlü elin mutemelen yaşlı birine ait olduğu düşünülmektedir, ve bu kişinin Üç Gözlü Kuzgun veya aslında yaşlı olduğu düşünülen Melisandre olabileceğine dair görüşler vardır. Bu kişi eğer Üç Gözlü Kuzgun ise, Jon'un henüz yüzünü görmesini istemediği ve bu yüzden tam o sırada Jeor Mormont'un kuzgununu kullanarak bu rüyayı sonlandırmış olabileceği düşünülmektedir. Ve eğer bu kişi Melisandre ise, bu kısım Jon'un Azor Ahai olma durumunda Melisandre'ın şüphesiz onun en büyük destekçisi olacağına bağlanmaktadır. Her halükarda, bu el'in bir düşmana ait olmadığına dair bir inanç vardır.
Rüyadan sonra Jeor Mormont'un kuzgununun “Kral” ve ardından “Jon Snow” demesi de çok ilginçtir.
Daenerys'in beşinci rüyası
Dothraki Denizinde, terkedilmiş bir köyün harabelerinde uykuya dalan Daenerys bir rüya görür [22].
Bütün kaygıları ve acıları kayboldu. Dany göğe yükseliyor gibiydi. Yıldızlar ona sırlar fısıldarken Dany tekrar uçuyor, havada dönüyor, kahkahalar atıyor, dans ediyordu.
“Kuzeye gitmek için güneye yolculuk etmelisin. Batıya varmak için doğuya gitmelisin. İlerlemek için geri dönmelisin. Işığa dokunmak için gölgelerden geçmelisin.”
Sonra gördü. Maskesi yıldız ışığından yapılmış. Yıldızlar bir kadının sesiyle, “Kim olduğunu unutma Daenerys” diye fısıldadı. “Ejderhalar biliyor. Ya sen?”
“Quaithe?” diye seslendi Dany. “Neredesin Quaithe?”
Yorumlama: Quaite'nin başından beri Daenerys'e yardım etmek, onu tehlikelere karşı uyarmak istediği düşünülür. Ayrıca istediği zaman Daenerys'le iletişime geçebildiği bilinmektedir. Burada da muhtemelen Quaite Dothraki Denizinde kaybolmuş, güçsüzleşmiş, umudunu yitirmek üzere olan Daenerys'e güç ve cesaret vermek, ona takip etmesi gereken yolu hatırlatmak amacındadır. Ki Daenerys, o an bulunduğu konuma bakılırsa, kehanette söylendiği gibi bir geri dönüş yaşamıştır, yani doğru yolda olduğu varsayılmaktadır, ve Quaite devam etmesini istemektedir.
Referanslar
- ↑ Taht Oyunları, Bölüm 17, Bran III.
- ↑ Taht Oyunları, Bölüm 66, Bran VII.
- ↑ 3,0 3,1 3,2 3,3 3,4 Kralların Çarpışması, Bölüm 35, Bran V.
- ↑ Kralların Çarpışması, Bölüm 16, Bran II.
- ↑ 5,0 5,1 5,2 5,3 5,4 Kralların Çarpışması, Bölüm 28, Bran IV.
- ↑ Taht Oyunları, Bölüm 26, Jon IV.
- ↑ Taht Oyunları, Bölüm 52, Jon VII.
- ↑ Taht Oyunları, Bölüm 32, Arya III.
- ↑ Taht Oyunları, Bölüm 11, Daenerys II.
- ↑ Taht Oyunları, Bölüm 23, Daenerys III.
- ↑ 11,0 11,1 Taht Oyunları, Bölüm 68, Daenerys IX.
- ↑ Taht Oyunları, Bölüm 46, Daenerys V.
- ↑ Kralların Çarpışması, Bölüm 46, Bran VI.
- ↑ Kralların Çarpışması, Bölüm 50, Theon IV.
- ↑ 15,0 15,1 Kralların Çarpışması, Bölüm 56, Theon V.
- ↑ Kralların Çarpışması, Bölüm 48, Daenerys IV.
- ↑ 17,0 17,1 Kralların Çarpışması, Bölüm 63, Daenerys V.
- ↑ Kılıçların Fırtınası, Bölüm 08, Daenerys I.
- ↑ Ejderhaların Dansı, Bölüm 52, Daenerys IX.
- ↑ Kralların Çarpışması, Bölüm 40, Daenerys III.
- ↑ 21,0 21,1 Kılıçların Fırtınası, Bölüm 27, Daenerys III.
- ↑ 22,0 22,1 Ejderhaların Dansı, Bölüm 71, Daenerys X.
- ↑ Kılıçların Fırtınası, Bölüm 10, Davos II.
- ↑ Kılıçların Fırtınası, Bölüm 22, Arya IV.
- ↑ Kılıçların Fırtınası, Bölüm 43, Arya VIII.
- ↑ Kılıçların Fırtınası, Bölüm 25, Davos III.
- ↑ 27,0 27,1 27,2 Ejderhaların Dansı, Bölüm 49, Jon X.
- ↑ Taht Oyunları, Bölüm 72, Daenerys X.
- ↑ Kılıçların Fırtınası, Bölüm 44, Jaime VI.
- ↑ Kargaların Ziyafeti, Bölüm 36, Cersei VIII.
- ↑ Ejderhaların Dansı, Bölüm 11, Daenerys II.
- ↑ Ejderhaların Dansı, Bölüm 30, Daenerys V.
- ↑ 33,0 33,1 Ejderhaların Dansı, Bölüm 50, Daenerys VIII.
- ↑ Ejderhaların Dansı, Bölüm 63, Victarion I.
- ↑ Ejderhaların Dansı, Bölüm 43, Daenerys VII.
- ↑ 36,0 36,1 36,2 Ejderhaların Dansı, Bölüm 33, Tyrion VIII.
- ↑ Ejderhaların Dansı, Bölüm 40, Tyrion IX.
- ↑ 38,0 38,1 Ejderhaların Dansı, Bölüm 03, Jon I.
- ↑ Ejderhaların Dansı, Bölüm 31, Melisandre I.
- ↑ 40,0 40,1 Ejderhaların Dansı, Bölüm 28, Jon VI.
- ↑ Ejderhaların Dansı, Bölüm 44, Jon IX.
- ↑ Ejderhaların Dansı, Bölüm 69, Jon XIII.
- ↑ 43,0 43,1 Ejderhaların Dansı, Bölüm 56, Demir Talip.
- ↑ Ejderhaların Dansı, Bölüm 34, Bran III.
- ↑ Ejderhaların Dansı, Bölüm 58, Jon XII.