Jojen Reed
Bu makale henüz geliştirme aşamasındadır. İsterseniz sayfayı düzenleyerek, "Game of Thrones Viki"ye katkıda bulunabilirsiniz. |
Jojen Reed | |
---|---|
Dosya:Jojen1.jpg | |
| |
Lakap | Küçük Büyükbaba |
Bağlılık | Reed Hanesi |
Kültür | Crannoglu |
Doğum | FS 286 |
Kitaplar |
|
| |
Oyuncu | Thomas Brodie-Sangster |
TV |
Sezon 3 Sezon 4 Sezon 5 |
Jojen Reed, Howland Reed'in tek oğlu ve Meera Reed'in genç erkek kardeşidir. Jojen'in yeşilgörüş yani kehanetlerle dolu rüyalar gördüğü bir gücü vardır. On üç yaşındadır.
Özellikleri
Jojen, Kışyarı'na geldiğinde yeni yetme bir delikanlıydı fakat ağır başlılığı ve olgun kişiliği kendisini yaşından oldukça büyük göstermektedir. Yeşil renkli kıyafetler giyen ince, kısa ve alışılmadık derin yeşil gözlere sahiptir. Rüyalarından öğrendiği gizemli bir kaç şey bilmektedir örneğin kendi ölüm gününü bilmesi gibi.
Geçmişi
Çocukluğunda gri su humması yüzünden neredeyse ölüyordu. Ölümü yakın iken üç gözlü karga ziyaretine geldi ve yeşilgörüş gücünü verdi ve bu güç ona geleceği ön görmesini sağlayan rüyalar yaşattı. Buna benzer bir rüyada zincirlenmiş bir kurt ve üç gözlü karganın kurdu zincirlerden kurtardığını gördü. Jojen rüyasını babasına anlattığı zaman, Lord Howland onu ve kız kardeşi Meera'yı Kışyarı'na gönderdi.
Kralların Çarpışması
Jojen ve kardeşi Meera, Eddard Stark’ın ölümünün ardından Reedlerin Kışyarı’na ve Robb’a desteklerini göstermeleri için hasat ziyafetinin ortalarında Kışyarı’na gelmişlerdir. Üstat Luwin, Bran’e ikisini de sıcak karşılamasını söylemiştir. Çünkü Howland Reed babasının en iyi arkadaşlarından biriydi ve gelenler onun çocuklarıydı. Jojen Ulukurtları sormuş ve onları görmek istemiştir. Ona Ulukurtların Tanrı Korusu’nda olduğunu söylemişlerdir. Meera ağıyla ve mızrağıyla Yaz’ı alt etmeyi başardıktan sonra Jojen, Bran’e kaledeki herkesin o uyurken onun çığlıklarını duyduğunu ve çok geç olmadan Kışyarı’ndan ayrılması gerektiğini söylemiştir. Ardından Meera, Jojen’in yeşilgören olduğunu ortaya çıkarmıştır. Jojen ve Meera, Bran’e onu korkutanın ne olduğunu sormuşlardır çünkü Bran uyurken kaledeki herkesin onun çığlıklarını duyduğunu söylemişlerdir. Bran ne olduğunu söylemez ama Jojen’in gördüğü rüyalar ilgisini çekmiştir. Jojen eğer Bran kendi rüyalarını anlatırsa o da kendilerinkinden bahsedeceğini söylemiştir. Jojen, Bran’e onun dünyaya zincirlerle bağlı Kanatlı Kurt olduğundan emin olduğunu söylemiştir. Meera babasının Jojen’in gördüğü rüyayı duyduktan sonra onları Kışyarı’na gönderdiğini ortaya çıkarmıştır. Bran onlara üç gözlü karga hakkında gördüğü rüyalardan bahsetmiştir. Karga onları Bran’i özgür bırakması için göndermiş ve bu Karga Kuzey’de, Sur’un Ötesi’ndedir. Bran ayrıca kendisini özgür bırakmak için üçüncü gözünü açması gerektiğini söylemiştir. Bran sadece iki gözü olduğunu ve üçüncüye ihtiyacı olmadığını belirtmiştir. Jojen’in Bran’in gördüğü rüyalar hakkında onu sorgulaması Bran’i üzmüştür ve Yaz saldırganlaşmaya başlamıştır. Yaz’ın öfkesi Tüylüköpek’in de ortaya çıkmasına neden olmuştur. Meera, Bran’e ulukurtları durdurmasını söylemiştir ama Bran nasıl yapacağını bilememiştir. Jojen, Yaz’ın Bran’in öfkesine göre tepki verdiğini söylemiştir. Meera, Jojen’e ağaca turmanması gerektiğini söylediğinde henüz ölmesinin zamanı olmadığını belirtmiştir. Jojen ve Meera, Tanrı Korusu’ndan kaçmış ve Bran ulukurtları kovalaması için Hodor’u çağırmıştır. Daha sonra Jojen ve Meera, Bran’in odasına o gittikten sonra girmişlerdir. (Bran, Osha tarafından taşınırken onu sorgulamıştır. Osha Kuzey’de birçok efsanevi yaratık gördüğünü ama üç gözlü karga görmediğini söylemiştir.) Bran nihayet onlara kurt rüyalarından bahsetmiştir. Bunun üstüne Jojen kendi rüyasını anlatmıştır. Gecenin karanlığında Kışyarı’na denizin geleceğini ve bir sürü insanın boğulacağını söylemiştir. Daha sonra Bran, Jojen’e Karga hakkında gördüğü rüyaları ve en kötüsü olan düştüğü rüyaları anlatmıştır. Jojen, Bran’e onun Varg olduğunu ve güçlü olduğunu fakat eğer üçüncü gözünü açmazsa uçamayacağını söylemiştir. Jojen, Bran’i bu konudan kimseye bahsetmemesi konusunda uyarmıştır çünkü insaların bundan korkacağını söylemiştir. Bran’e onun güçlü olduğunu demiştir. Onlar gittikten sonra Bran üçüncü gözünü açmaya çalışmış ama başarısız olmuştur. Sonraki günlerde Bran ev halkını uyarmaya çalışmıştır fakat kimse ona inanmış gibi gözükmemiştir. Ayrıca Bran ve Meera ile birlikte kiremit oyunu oynarlarken rüyaları tartışmışlardır. Bran, Üstat Luwin’in rüyaları değiştirmenin mümkün olduğunu söylediğini Jojen ve Meera’ya anlatınca Meera da mümkün olduğu fikrine kapılmıştır. Jojen her gördüğü rüyanın gerçekleştiğini söylediğinde Meera kardeşine sinirlenmiştir. Daha sonra Jojen rüyasında Bran ve Rickon’un cesetlerinin yüzlerinin derileri bıçakla yüzülmüş bir şekilde Reek dedikleri adamın ayaklarının önünde yattığını gördüğünü söylemiştir.(Bu adamın aslında Ramsay Snow olduğu henüz ortaya çıkmamıştır.) Meera hemen şimdi zindanlara gidip Reek’i öldürebileceğini belirtmiştir ama Jojen bunu başaramayacağını ilk önce gardiyanların onu durduracağını ve onlara asla inanmayacağını söylemiştir. Theon Greyjoy Kışyarı’nı aldığında, Bran dışarı çıkartılmış ve burada Jojen ve Meera ile karşılaşmıştır ve hepsi birden esir olarak alınmışlardır. Daha sonra Bran, Meera, Jojen, Rickon, Osha ve Hodor Kışyarı’ndan sahte bir kaçış gerçekleştirmişlerdir. Kalenin Ramsay Snow tarafından yağmalanmasının sonrasına kadar mahzen mezarlarda saklanmak için geri dönmüşlerdir. Hodor mahzen mezarın kapısını açmak için büyük güç sarfetmek zorunda kalmıştır. Jojen’in rüyasında gördüğü gibi insanların cesetleriyle karşılaşmışlardır. Tanrı Korusu’nda Üstat Luwin’i bilinci kapalı bir halde bulmuşlardır. Üstatı uyandırmışlardır ve üstat onlara düşmanlarının her yönde olduğunu söylemiştir. Luwin, Osha’ya Stark çocuklarını ayırması tavsiyesinde bulunmuştur. Osha, Rickon’u Güney’e götürmeye karar vermiştir ve Jojen de Bran’i götüreceklerini söylemiştir. Ayrıldıktan sonra Jojen onlara yollarının Kuzey’de olduğunu söylemiştir. Böylece Jojen. Meera, Hodor ve Bran Kuzey’e doğru yolculuklarına başlamışlardır.
Kılıçların Fırtınası
Hodor, Bran’i kulenin kalıntıları arasında gördüğü kurt rüyasından uyandırdığında Jojen oradadır. Jojen, Bran’i kurdunun içinde çok fazla zaman geçirmemesi konusunda uyarmıştır ve ona yemek yemesi gerektiğini, kurt rüyasında yediklerinin sayılmadığını söylemiştir. Bran, Jojen’e kurtlara karşı savaşıp kazandığı geyiği yemek istediğini ve Meera’nın yakaladığı kurbağalardan usandığını anlatmıştır. Jojen iz bırakıp bırakmadığını sormuştur ama Bran bunu sırf Jojen tekrardan söylediği için yapmadığını biliyordur. Bran ayrıca Jojen’in bir keresinde kurt rüyasındaki yeteneklerini keşfetmesini söylediğini ama şimdi ceasretini kırdığını belirtmiştir. Jojen’in Kışyarı’nda aldığı takma isim küçük dede gibi ciddi olduğu ortaya çıkmıştır. Jojen onlara ertesi gün yola çıkmaları gerektiğini söylemiştir. Meera onu neden gitmeleri gerektiği konusunda sorgulamış ve burada güvende olduklarını ayrıca bolca yemek olduğunu söylemiştir. Jojen ablasına bulunmaları gerektikleri yerin burası olmadığını anlatmıştır. Meera ve Bran bir köye gitmeyi istediklerini orada en azından at ya da kayık bulabileceklerini belirtmişlerdir. Ancak Jojen kendilerini kimseye ele vermemelerini çünkü Bran’in ölü sanıldığı sürece güvende olduğunu söylemiştir. Ayrıca konuşmasına hırsız olmadıklarını belirterek devam etmiştir. Jojen, Bran’in öğretmenini bulmak zorunda olduklarını açıklamıştır. Jojen. Bran’i eğitecek bilgiye sahip değildir çünkü Bran’e verilen yetenek konusuna bilgisi yoktur. Bu yetenek Jojen’in de yeteneklerinin ötesindedir. Bunun üzerine Meera, Bran’e Jojen’in haklı olduğunu ve onların Bran’in hizmetkarı gibi olduklarını ve o ne derse yapacaklarını demiştir. Bran onlara uçmak istediğini ve onu kargaya götürmelerini gözlerinde yaşlarla söylemiştir. Kuzeye ilerledikçe Meera’nın avladığı balıklarla ya da Yaz’ın yakaladığı sincap ve tavşanlarla beslenmişlerdir. Bran sıklıkla Meera’yı zıpkınıyla balık yakalarken izlemiştir ve onun süratine ve dikkatine hayranlık duymuştur. Daha da kuzeye ilerledikçe yiyecek bulmaları zorlaşmıştır hatta Yaz bile yemek bulmakta zorlanmıştır. Jojen yollardan uzak durmaları konusunda ısrar etmiştir çünkü yollarda dev bir adam, sakat bir çocuk ve bir kurt hakkında hikayeler yayabilecek yolcular olduğunu söylemiştir. Jojen onlara dağ klanlarından bahsetmiştir ve onların kendilerini görebileceklerini söylediğinde, Bran kurt rüyasında gördüğü kadarıyla bildiklerinden haberi vardır. Hava iyice kötüleşip artık iyice umutsuzluğa kapıldıkları anda Yaz onlar için bir mağara bulmuştur. Burada yemeğini onlarla paylaşan dağ kabilelerinden bir adamla karşılaşmışlardır.(Bran bu adamın Liddle olduğunu düşünmüştür.) Kral Yolu’nu kullanıp kullanmamaları gerektiğini sorduklarında, adam onlara bunun tehlikeli olduğunu söylemiştir. Artık ortalarda deri yüzen adamlar (Piçin adamları) ve ölü adamlar olduğundan bahsetmiştir. Sur’da anlatılan hikayelere göre Ayı, Sur’un kuzeyinde birçok adamıyla birlikte kaybolmuş ve kuzgunları boş mesajlarla döndüklerini anlatmıştır. Konuşmasına Kışyarı’nda bir Stark varken her şeyin daha farklı olduğunu belirterek devam etmiştir. Bran ona kurtların geri geleceğini söylemiştir. Sabah olduğunda adam yanlarından ayrılmıştır ama giderken yiyecek de bırakmıştır. Jojen Bran’e birilerinin Hodor’un ismini söylemelerini Hodor’un hoşuna gittiğini söylediğinde Bran ona gerçek adının bu olmadığını, gerçek adının Walder olduğunu ve Yaşlı Dadı’nın uzaktan akrabası olduğunu söylemiştir. Harap ve yıkık dökük bir köye varmışlardır: en önemli yapısında ayakta kalmasını sağlayan sadece birkaç duvar kalmıştır. Jojen bu yerin neresi olduğunu sorduğunda Bran, Gece Nöbetçileri’ne Kraliçe Alysanne tarafından verilen Yeni Lütuf’un bir parçası olduğunu söylemiştir. Bu alan Yabanıllar’ın yağmaları nedeniyle terk edilmiştir. Nöbet çok güçlü olmaduğı için bu bölgeyi koruyamamışlardır. Buradaki sıradan halk Jojen’in de dediği gibi toprakların verimli olmasına rağmen güneye gitmişlerdir. Jojen fırtına yaklaştığı için bir sığınak bulmaları gerektiğini söylemiştir. Gölün ortasında bir kule vardır ama Meera kayıkları olmadığını söylemiştir. Bran onlara taşlı yollardan oluşan bir geçit olduğundan bahsetiştir. Meera bunu öğrendikten sonra bu geçidi kolayca bulmuştur. Bran’e bunu nasıl bildiğini sorduklarında Yaşlı Dadı’nın anlattığını söylemiştir. Orada kalan Kraliçe Alysanne’nin şerefine kulede altın bir taç bulunmaktadır. Altının bir kısmı hala daha görünür haldedir. Geçitten geçerlerken Meera zigzag çizerek öncülük etmiştir. Geri dönmeden önce adanın etrafını hemen hemen üç defa dolaşmışlardır. Suyun Hodor’un belinin üstüne ve Reedlerin de göğüs kısmına gelmesinden ve geçidin su yüzünden kaygan olması yolculuklarını tehlikeli hale getirmiştir. Kulenin kapısı tamamen kapatılamayacak bir şekildedir ama Meera kapıyı açmayı her şekilde başarmıştır. İçeride aşağıya ve yukarıya doğru merdivenler vardır ama zorlamayla açılamayacak paslı demir ızgaralarla kapatılmışlardır. Bran, Hodor’un sırtında yukarıya doğru uzanıp mazgalı kaplayan demir ızgaraya uzanmayı başarmıştır. Mazgaldan geçerek yukarıya doğru güvenli bir şekilde gruplar oluşturarak tırmanmışlardır. Bran, Jojen’e Sur’dan nasıl geçecekleri sormuştur ama Jojen de nasıl geçeceklerinden emin değildir ama Sur boyunca uzanan kalelerden birinden geçebileceklerini düşünmüştür. Dolu kalelerden gidemeyeceklerini söylemiştir.(Ayrıca Gece Nöbetçileri geçmelerine izin vermeyebilirlerdi.) Bran amcasının kaleler terk edildiği zaman kapılarının mühürlendiğini anlattığını söylemiştir. Meera o kapıları açmaları gerektiğini belirtmiştir ama Bran kötü şeylerin olabileceğinden endişenlenmiştir. O sırada Jojen köyün orada atlı bir adam görmüştür ve ardından fırtına başlamıştır. Hodor gök görültüsünden korkmuş ve kendi adını bağırarak söylemeye başlamıştır. Jojen, Bran’den onu susturmasını istemiş ve Bran de susturmuştur. Bu olayın hemen sonrasında Jojen köyü gözetlemiş ve orada birçok adam olduğunu söylemiştir. Hodor tekrardan acı içinde çığlıklar atmaya başlamıştır ama kimse Hodor’u kontrol edememiştir. Ardından Bran, Yaz’a ulaştığı gibi Hodor’a da ulaşıp onu kontrol etmiştir.(Bran bir saniyeliğine de olsa Hodor olduğunu biliyordur). Sonrasında Hodor yere yığılıp bayılmıştır. Gece Kalesi’ne Jojen’in yeşilrüyasına dayanaraktan gelmişlerdir. Sur’un diğer tarafına nasıl geçeceklerini bulamamışlardır. Bran, Jojen’e buraya gelmek yerine Kara Kale’ye gitmeleri gerektiğini söylemiştir ama Jojen buna kalkışamayacaklarını söylemiştir. Jojen Bran’e Kraliçe’nin Tacı’nda Yaz sayesinde abisine yardım ettiğini ve en az 3 yabanılı öldürdüğünü hatırlatmıştır. O olay esnasına orada çok fazla yabanıl vardır ve Yaz kaçarken okla vurularak yaralanmıştır. Bunun sonrasında acıdan dolayı Bran, Yaz’a ulaşamamıştır. O geceden sonra Yabanıllar’ın gitmesi biraz vakit almıştır. Bu yüzden grup ayrılmak için ertesi güne kadar beklemişlerdir. Nihayet Yaz yüzerek karşıdan gelmişdir ve Meera oku çıkararak yarasını tedavi etmiştir. Gece Kalesi’nde Meera surun tepesine tırmanmış ve diğer ikisi de yapıları incelemişlerdir. O gece mutfakta uyumaya karar vermişlerdir çünkü bunun onlara güvenlik sağlayacağını düşünmüşlerdir. Mutfağın ortasında aşağıya doğru basamakların uzandığı bir kuyu vardır. Eğer uyurlarsa Jojen belki kendisinin bir yeşilrüya görebileceğini ve böylece yolu onlara gösterebileceğini söylemiştir. Bran uyuyamamıştır ve sonrasında kuyunun içinden gelen ve git gide yükselen ayak sesleri duymuştur. Bran, Meera’ya uzanmış ve onu uyandırmıştır. Meera da sesi duymuş ve mızrağını, ağını alıp kuyuya inmiştir. Bran, Meera’nın böyle bir tehlikeye karşı tek başına gitmesine izin vermemiştir. Bu yüzden Hodor’un içine girip onu kontrol etmek için kendini zorlamıştır.(Bu çok zordur.) Hodor’u kontrol ederken eline bir kılıç almıştır. Kuyunun köşesinde nihayet bir şey geldiğinde Bran korkmuş ve Hodor’un kontrolünü kaybetmiştir ve Hodor çığlık atmaya başlamıştır. Gelen şeyi Meera ağıyla yakalamış ve mızrağını dayamıştır. Ateş yandığında ağın içinde kucağında bebeğiyle bir kız,Gilly, ve Gece Nöbetçileri’ninden şişman bir adam görmüşlerdir. Bu adam Sam’dir. Kız onlara Soğukel’in onları bulmaları için gönderdiği kişi olup olmadığını sormuştur. Bu kişiyi bulmak için Soğukel gönderilmiştir. Soğukel onlara kalede insanlar olacağından bahsetmiştir. Jojen, Sam ve Gilly’nin surdan nasıl geçtiğini sorduğunda Sam sur kadar eski olan Kara Kapı’dan geçtiklerini söylemiştir. Sam onları götürmesi gerektiğini çünkü sadece Gece Nöbetçileri’nin yeminini etmiş birinin kapıyı açabileceğini söylemiştir. Sam, Soğukel’in GeceNöbetçileri’nin siyahlarını giydiğini ama solgun olduğunu söylemiştir. Geyik sürdüğünü ve kuzgunları olduğundan bahsetmiştir. Soğukel gelmemiştir çünkü sur karşı tarafa geçmesini engelleyecek büyülerle korunmaktadır. Sam sakat çocuğu gördüğünde ve Jojen Soğukel’in istediği kişinin o olduğunu söylediğinde bu çocuğun Jon’un kardeşi olduğunu anlamıştır. Jojen, Bran’in öldüğünü söylediğinde onun Sam onun yaşadığını sır olarak tuttuklarının farkına varmıştır ve Gilly ve kendisinin sır tutabileceğini söylemiştir. Bran sonrasında Sam’e Jon’un yaşadığını söylemiştir. Yaz, Sam’in elini yaladığında Bran onlarla gitmeye karar vermiştir. Kapı yürek ağacından yapılmış ve solmuş bir yüzeyi vardır. Kapı gözlerini açıp “Kimsin” diye sormuştur. Sam kafiyeli bir şekilde yanıt vermiş ve kapı geçmelerine müsaade etmiştir.
Ejderhalarla Dans
Jojen, Bran, Meera, Hodor ve Soğukel Sur’un kuzeyine doğru üç gözlü kargayı bulmak için gitmişlerdir. Üç gözlü karganın mağarasına ulaşmışlardır ancak mağaranın girişinde ölüler tarafından pusuya düşürülmüşlerdir. Jojen devam edebilmek için çok güçsüz kaldığından dolayı Meera onu sırtında taşımıştır. Mağaranın içinde Ormanın Çocukları’nın geri kalanıyla ve Üç Gözlü Karga ile karşılaşmışlardır. Jojen teslim olma depresyonuna girmiş evine Bozsu Gözcüsü’ne gitmek istemiştir. Meera Bran ile konuşurken Jojen’in Bozsu Gözcüsü’ne gittiğinde kendi kaderi hakkında bir yeşilrüya gördüğü imasında bulunmuştur ve bunun sonucu hiç iyi değildir.