Aegon Targaryen (Rhaegar'ın Oğlu)
Aegon Targaryen | |
---|---|
| |
Lakaplar |
|
Ünvanlar |
|
Bağlılık | Targaryen Hanesi |
Irk | Valyria |
Kültür | Taç Toprakları |
Doğum | FS 281 veya FS 282, Ejderha Kayası |
Ölüm | FS 283 (sözde), Kral Toprakları |
Kitaplar |
|
Aegon Targaryen, Prens Rhaegar Targaryen ve Prenses Elia Martell’in ikinci çocuğu ve tek oğullarıdır.Kral'ın Şehri'nin yağmalanması sırasında kaçmayı başarmıştır.Tahtın varisidir.
Karakter ve Görünüş
Yarı resmi kaynaklara göre Aegon’un Targaryenlere özgü bir görünümü vardır. Aegon bebekken açık renk saçlı olarak biliniyor. “Daha büyük” Aegon, uzun boylu, kıvrak ve sağlam bir genç olarak betimleniyor. Tyrion Lannister, Aegon’u ilk gördüğünde Aegon’un 15-16 yaşlarında olduğunu tahmin etmiştir. Haldon Yarıüstat ise Aegon’un Jon Connington kadar uzun olduğunu söylüyor.
Aegon’un görünüşü uzun olsa da, daha tam boyuna ulaşamamış izlenimini veriyor. Tyrion Aegon’un gözlerinin koyu mavi göründüğünü not almıştır. Ancak mum ışığı altında Aegon’un gözleri siyah rengi alır, günbatımı zamanında ise gözleri mora çalar. Kirpikleri uzun, kadınsı bir görüntüdedir. Aegon, istisnai bir yakışıklılığa ve aynı zamanda halası Daenerys’in de sahip olduğu, Targaryen’lere özgü gümüş rengi saçlara ve mor gözlere sahiptir. Jon Connington Aegon’un gözlerinin tam mor değil, babası Rhaegar’ınkiler gibi morun daha açık bir tonu olduğunu söylemiştir. Aegon kimliğini gizlemek amacıyla saçlarını maviye boyamıştır.
Aegon iyi eğitimli ve zeki bir çocuktur. Aynı zamanda birkaç dil konuşabilir ve tarih hakkında geniş bir bilgisi vardır. Aegon, Ortak Dil’i ana diliymiş gibi konuşur. Yüksek Valyria, Piç Valyria ve Özgür Şehirler’deki Pentos, Myr, Lys ve Tyrosh ve Trade Talk lehçelerinde akıcıdır. Aegon Volantis lehçesine yeni yeni alışmaktadır, sadece birkaç kelimesini bilebilmektedir. Meereen lehçesi ise, Astapor ve Ghiscari lehçeleri gibi, ona büyük zorluk yaşatmaktadır. Matematik eğitimi almıştır. Diziler ve seriler hakkında iyi bir bilgisi olmasına karşın, sınırlı bir geometri bilgisi vardır. Ayrıca şan dersleri de almıştır. Tyrion, Aegon’un Westeros’taki lordların yarısının aldığından fazla” eğitim aldığını söylemiştir.
Yaşamı
Doğumu
Aegon’un doğduğu gün Kral Toprakları semalarında kırmızı bir kuyrukluyıldız belirmiştir. Bu işaret, Prens Rhaegar’a göre Aegon’un “Söz Verilen Prens” ya da diğer ismiyle “Azor Ahai” olduğunu göstermekteydi. Kuyrukluyıldız, kehanetteki “kanayan yıldız” olarak görülmüştür. Üstat Aemon Rhaegar’ın inançlarının farkında olmasına rağmen, onları paylaştığı konusundaki bilgi belirsizdir. Aemon daha sonraları bu bilgiye kuşkuyla yaklaşmaya başladı, çünkü kehanet çevrilirken yapılan bir tercüme hatasına göre -Aemon’un da farkına vardığı üzere- Azor Ahai, bir prenses de olabilirdi. Azor Ahai, kehanette “ejderha” olarak geçer, ejderha kelimesi ise Valyria diline göre ne maskülen ne de feminen özellik alır, nötr bir durumdadır.
Jon Connington’un topladığı bilgilere göre, Prenses Elia Martell hep zayıf ve hastalıklı görünüyordu. Kızı Rhaenys’i doğurduktan sonra 6 ay yatakta kalmak zorunda kaldı. Aegon’u doğumu ise az daha Elia’yı öldürüyordu. Üstatlar Rhaegar’a Elia’nın daha fazla çocuk doğuramayacağını söylemişlerdi.
Kralın Şehri’nin Yağmalanması
Robert’ın İsyanı sırasında Aegon küçük bir bebektir. Üç Dişli Mızrak Savaşı’nın ardından, Kral Aerys II, Kraliçe Rhaella ve oğlu Viserys’i Ejderha Kayası’na gönderme kararı almıştır. Asıl plan, Elia ve diğer çocukların da Rhaella ve Viserys ile birlikte Ejderha Kayası’na gitmeleriydi. Ancak Aerys bunun yerine Elia’yı Dorne’a karşı bir tehdit olarak kullanabileceğini düşündü. Üç Dişli Mızrak Savaşı’ndaki yenilgiyi Lewyn Martell’in yaptığı sözde vatan hainliğine bağladı ve bunun için Dorne’u suçladı. Aerys, Elia ve çocukları yanında tutup Dorne’un sadakatini bu yolla sağlamayı seçti. Rhaegar’ın ölümünden sonra ise Yüce Üstat Pycelle, savaşın bittiğine inanıyordu. Ona göre, Targaryen hanedanı artık ülkeyi yönetecek düzgün bir kral çıkarma yetisine sahip değildi. Aerys II “deliydi”, Viserys “çok gençti” ve Aegon “daha meme emen bir bebekti”. Pycelle Aerys’in Kralın Şehri’nin kapılarını Tywin Lannister için açmasını sağlamaya çalıştı. Pycelle gizliden gizliye, kendi çabalarının Lord Tywin’in tahta çıkmasına yardımcı olması için dua ediyordu.
Kralın Şehri’nin Yağmalanması sırasında, Kral Muhafızları’ndan Jaime Lannister, Kızıl Kale’deki taht odasında Aerys II’yi öldürmüştür. Ancak ondan sonra Elys Westerling, Roland Crakehall ve diğer Lannister şövalyeleri odaya girmişlerdir. Takriben aynı zamanda da Lannister askerleri kalan Targaryen kuvvetleriyle Kızıl Kale’nin cephaneliğinde ve merdivenlerinde savaşmaktaydı, Gregor Clegane ve Amory Lorch Maegor’s Holdfast’ın duvarlarına tırmanmaktalardı, ve Eddard Stark da Kuzey ordusu ile birlikte şehrin kapılarına doğru yürüyordu. Lord Crakehall, Jaime’ye yeni bir kral ilan etmeliler mi diye sordu. Söylememesine karşın, Lord Crakehall’ın sorduğu soru Jaime’nin Tywin Lannister’ı,Robert Baratheon’u ya da başka bir Targaryen hanedan üyesini kral ilan edip etmemesi idi. Jaime Viserys’in Ejderha Kayası’na götürüldüğünü, ancak Aegon ve annesinin burada, Maegor’s Holdfast’ta kaldığını hatırladı.
Jaime bir süre Targaryen hanedanından birini yeni kral ilan etme fikrini benimsedi. Tywin Kral Eli olarak güç kazanır, Kuzeydeki “kurtlar” hayal kırıklığı içinde ulurlardı ve Robert kendi öfkesinde boğulurdu. Aerys’in cesedine bakana kadar, Jaime bu fikri cazip buldu. Jaime o anda Aegon ve Viserys’in ikisinin de Aerys’in kanı olduğunu hatırladı ve ikisini de desteklememe kararı aldı. Crakehall’a, tahtı kim isterse onu yeni kral ilan edeceğini söyledi. Demir Taht’a oturdu ve tahtı ve krallığı talep edecek adamı beklemeye başladı. Eddard Stark taht odasına girene kadar, Jaime hala Demir Taht’ta oturuyordu.
Viserys çoğu zaman kız kardeşi Daenerys’e hikayeler anlatırdı. Bu hikayelerden birisi de “Gaspçı’nın köpekleri” Tywin Lannister ve Eddard Stark’ın Kralın Şehri’ne girişini anlatmaktadır. Hikayede, Elia Martell merhamet için yalvarırken Aegon’un onun göğsünden koparılıp gözlerinin önünde öldürüldüğü geçer. Aegon, “Rhaegar’ın varisiydi.” Daenerys sonraları askerlerin Aegon’un kafasını duvarda ezdiklerini hatırlar. Eddard Stark ise “Lord Tywin’in askerlerinin” Aegon’u annesinin göğsünden alıp kafasını duvarda ezdiklerini hatırlamaktadır. Aynı zamanda askerlerin Rhaenys’i saklandığı yatağın altından çektiklerini ve onu kılıçtan geçirdikleri söylenir. Eddard Stark Aegon’u öldüren kişinin Gregor Clegane olduğu hakkında söylentiler duymuştur. Daha sonraları ise Gregor’un Aegon’u öldürdükten sonra Elia’ya tecavüz ettiği fısıldanmıştır. O zamanlar Gregor daha 17 yaşındadır. Kimse Gregor’un dinleyebileceği yerlerde bu olayı anlatmaya cüret edememiştir. Tyrion Lannister’e göre ise, Elia ve Aegon’un cinayetlerini Gregor Clegane’in işlediği, Casterly Kayası’nda halk tarafından “bilinen bir olaydır”. Hikayede Gregor’un Elia’ya tecavüz ettiği sırada ellerinin Aegon’un kanı ve beyin parçaları ile kaplı olduğu söylenir. Gregor Clegane daha sonraları bu hikayenin bir kısmını Oberyn Martell’i öldürürken ona anlatır. İlk Aegon’u öldürmüştür, “zırlayan eniği”. Sonra Elia’ya tecavüz etmiştir; Clegane burada Elia’nın kafasını kendi elleriyle kırdığını iddia eder. Gregor aynı tekniği Oberyn üstünde de uygulamıştır.
Tywin Lannister daha sonraları olay hakkındaki kendi görüşünü oğlu Tyrion’a anlatır. Elia Aegon’u emzirirken üst katta Rhaenys de Rhaegar’ın yatağının altına saklanmıştır. İsyanın çoğunluğuna karşın, Tywin Batıdiyar’ı Robert’ın davasına katılmama yönünde tuttuğunun farkındaydı. Batıdiyar isyana sadece davanın savaşın son aşaması olduğu ve kraliyete olan kendi sadakatlerinin kuşkuya düşeceği söylendiği için katıldı. Tywin’in Robert’a sadakatini göstermesi için bir yola ihtiyacı vardı, ve bu yolun da insanları Lannister’ların Targaryen’lerle tüm bağları kopardığını göstermesi gerekiyordu. Ayrıca, Eddard Stark da Robert’ın ordusundan arta kalanları Üç Dişli Mızrak’ın güneyine götürüyordu. Lannister ve Stark güçlerinin müttefik olarak birleşme ihtimaliyle birlikte, iki ordunun çarpışma ihtimalleri de vardı. Tywin ayrıca büyük oğlu Jaime’nin bir salaklık yapıp da Aerys’in onu sırf inadına öldürmesinden de korktu.
Tywin kararını birliklerinin Rhaegar’ın çocuklarını ortadan kaldırması yönünde verdi. Tek bir hamle ile, Lannister’lar isyana bağlılıklarını kanıtlamış ve Robert Baratheon için diğer talepçileri ortadan kaldırarak Demir Taht’ı korumuştur. Tywin’in kendisi bile kendi emirlerinin sonucunu öğrenince şaşırmıştı. Cinayetler gereğinden “vahşice” işlenmişti. Tywin Elia’nın ölmesi gerekmediği üstünde durmuştu, ancak olay sırf Tywin’in Elia’nın ölmemesi gerektiğini belirtmemesinden oldu. Tywin daha Gregor’un sadece “savaşta kötü” olmadığını, gaddar da olduğunu anlayamamıştı. Gregor Aegon’un nasıl öleceğini kendisi seçmişti. Elia’yı ilgilendiren hiçbir emir de almamıştı. Elia’ya tecavüz edip öldürürken de “doğaçlama yapıyordu”. Rhaenys’i bulup saklandığı yerden çıkaran asker Amory Lorch’tu. Rhaenys onu tekmeledi ve çığlıklar atmaya başladı. Lorch kızı elliden fazla bıçak darbesiyle öldürdü. Tywin olaydan daha sonra, kızı öldürmek için daha mantıklı bir yol gösterdi: Kızı sakinleştirmek için birkaç güzel söz söyle, sonra da yumuşak bir yastıkla kızı boğ. Ona göre olayda kan çıkması gereksizdi. Oberyn Martell’in ise Tywin’den daha farklı bir hikayesi vardı. Elia’nın, önceden Elia’nın annesi ve Joanna Lannister arasında yapılan bir anlaşmaya göre Jaime Lannister ile evlenmesi planlanıyordu. Joanna’nın ölümünün ardından, Tywin anlaşmayı bozdu ve Martell’lerle adeta dalga geçerek Elia’ya damat adayı olarak Tyrion’u teklif etti. Aynı zamanda Tywin Martell’lere Cersei’nin Oberyn için değil, Rhaegar Targaryen için olduğunu söyledi. Elia Rhaegar ile evlenince, Martell’ler Tywin’in planlarını bozmuş oldu. Tywin “böyle aksilikleri unutacak bir adam değildi.” Oberyn, Reyne ve Tarbeck ailelerine de verdiği dersi Elia’ya vermek için, Elia’nın ölümünün kararını Tywin’in verdiğine inanıyordu.
Eddard Stark Tywin Lannister’ın Robert Baratheon’a cesetleri nasıl sunduğunu hatırlıyordu. Tywin’in “bağlılık nişanını”. Tywin, kızıl Lannister pelerinine sarılı cesetleri Demir Taht’ın önüne bırakmıştı. Zeki bir seçimdi, çünkü kan, kızıl pelerinde daha az belli oluyordu. Rhaenys, yatak elbisesinin içinde, yalınayaktı. Bebeğin durumu Eddard’ı korkutmuştu. Çocuğun kafası “kızıl bir harabeydi”. Robert bile çocuğun görüntüsüne dayanamamıştı. Robert görüntüye arkasını döndü. Kevan Lannister da o anda taht odasındaydı. Rhaenys’i tanıyabilmişti. Ancak Kevan kimsenin Aegon’u tanıyamadığını hatırlar. Çocuktan geriye kalan sadece yüzü olmayan bir korku, kemik, beyin ve kan topluluğuydu. Kafasından geriye kalan ise birkaç tel açık renk saçtı. Kimse cesede daha fazla bakamadı. Tywin çocuğun Aegon olduğunu söyledi ve herkes onun söylediğine inandı. On yedi yıl sonra, şimdi Kevan Tywin’in iddiasından emin değildir.
Ölüm hakkındaki tepkiler:
- Robert Baratheon çocuklar öldürüldüğü için aslında sevinmiş ve rahatlamıştı. Robert kahraman görüldü. O çocukları öldürmeye isteksizdi, ancak o Demir Taht’ın güvenliğinin sağlanması için çocukların ölmesi gerektiğini biliyordu. Robert’ın cinayet yüzünden herhangi bir Lannister’ı cezalandırmayı reddetmesi sebebiyle, Tywin kendisini cani olarak gösterdi.
- Tywin Lannister, olayın Lannister’ların “ejderhayı” terk ettiğini kanıtlayacağını biliyordu. Yıllar sonra, Tyrion olayın sonuçlarını sorguladı. Robert Baratheon kendi ellerini kana bulayacak ve kendi itibarını yerle bir edecekti. Bunun yerine Lannister’lar kendi itibarına zarar verdi ve uzun süreli düşmanlar kazandı.
- Eddard Stark olayı “cinayet” olarak niteledi, ama Robert olayı “savaş” olarak nitelemeyi tercih etti. Eddard olayı protesto etti, çünkü Aegon ve Rhaenys “çocuktan başka bir şey değildiler.” Robert onların çocuk değil, ejderha soyu olduğunu söyledi. İki adam olay hakkında tartıştılar, Jon Arryn bile onları yatıştıramadı. Eddard kendi savaşında çarpışmak üzere soğuk bir öfke ile Kralın Şehri’nden ayrıldı. Eddard ve Robert ancak Lyanna’nın ölümü üzerine bir araya gelebildiler.
- Myr’li Thoros cesetler Demir Taht’ın önünde sergilenmeden önce onları gördüğünü iddia eder. Ona göre, Clegane ailesi “cesetler üstüne kurulmuştu” ve armaları da “iki kanlı bebek” olmalıydı.
- Arianne Martell’e göre Robert ölü çocukların üstüne basarak Demir Taht’a çıkmış bir canavardı. Robert’ın tahta çıkışı Dorne’da hiç hoş karşılanmadı. Viserys Targaryen Dorne’luların Elia’nın intikamını almaya kararlı olduklarına inanıyordu.
- Cinayetlerin ardından yıllar sonra, Doran Martell hala kurbanlar için yas tutar. Varys’e göre, Doran’ın Lannister’lara olan nefreti biliniyor. Doran Martell Elia ve çocukların öldürüldüğünü öğrendiğinden beri Tywin Lannister’ın çöküşü için onca yıl çalıştığını iddia eder.
-Kendi sözleriyle, Oberyn Martell “ onaltı yıldır adalete açtır.” O, olayda Gregor’un emirleri uyguladığına inanmıştır. Oberyn sadece cinayeti işleyenden değil, emirleri veren adamdan da intikam almak istemiştir.
- Nymeria Sand’a göre Targaryen çocuklarının ölümünü, Lord Tywin “altın ikizleri” ile ödeyecektir. Nymeria Cersei ve Jaime’nin de kurbanlar karşılığında öleceğini iddia eder.
- Jacelyn Bywater, Tyrion Lannister’a, “Rhaegar’ın çocuklarının doğranmasının” Lannister ailesinin günahı olduğunu, ve Yedi’nin Lannister’ların günahı yüzünden tüm Kralın Şehri’ni cezalandıracağını söylemiştir.
- Daenerys Targaryen Lannister ve Stark aileleri arasında bir fark göremiyor. O Eddard Stark’ın da çocukların öldürülmesinden sorumlu olduğunu düşünüp, “Gaspçı’nın köpeklerinin”, bir grup tazı gibi davranıp, çocukları öldürdüklerini söylemiştir. Çocuğu hangi tazının öldürdüğü önemli değildi, tüm köpekler aynı derecede suçluydu. Barristan Selmy onunla aynı fikirde değildir, ve Daenerys’e Eddard ve Tywin arasındaki farkları anlatmaya çalışmıştır. Daenerys kendi fikrinde ısrar edince, Barristan’ın yüzünde “onaylamayan bir ifadeyi” farketmiştir.
- Barristan Selmy hala cesetlerin görüntüsünü merak eder. Üç Dişli Mızrak Savaşı’nda aldığı yaralar yüzünden cesetleri görememiştir, ancak olayın üstünden yıllar geçmesine rağmen cesetleri ve Robert’ın cesetlere verdiği tepkiyi merak etmiştir. Acaba Robert cesetleri gördüğünde gülümsemiş miydi? Selmy, Robert’ın böyle bir tepki vermesinin onu öldürmek için kendini motive edeceğini ve hiç kimsenin onu durduramayacağını söylemiştir.
Aegon’un Kurtulması
Genç bir adam, kendisinin Prens Aegon olduğunu ve kurtulma hikayesini Tyrion Lannister’e anlatır. Ona göre, kendisi yerine ölen çocuk bir “Sidiksu prensidir”. Çocuk Kralın Şehri’ndeki sokakların biri olan Sidiksu Dönemeci’nde doğmuştur. Babası bir dericidir, annesi ise onu doğururken ölmüştür. Derici, çocuğu Varys’e bir şişe altın Arbor şarabına karşılık satmıştır. Adamın daha başka çocukları da vardır, ama hayatında bir kere altın Arbor şarabını denemek istemiştir. Varys iki çocuğun takasını ayarlamıştır. Elia“Sidiksu prensini” almıştır, derici ise Arbor şarabını. Varys de gerçek prensi gözetimi altına almıştır. Tyrion hikayenin geri kalanını tahmin etti. “Sidiksu Prensi” öldüğü zaman, Varys prensi Dar Deniz’in ötesine kaçırdı, ve çocuğu Illyrio Mopatis’e emanet etti. Karşılığında Illyrio Aegon’u evlat edinecek adamı, sürgündeki Lord Jon Connington’u buldu. Aegon Tyrion’un çıkarttığı sonuca yorum yapmadı.
Jon Connington hakkındaki bilgilere göre, o günümüzden oniki yıl önce kendi sahte ölümünü düzenlemek zorunda kaldı. 288 A.K.Ç’da, “Çanlar Savaşı”ndan beş yıl sonra, Varys Jon Connington’u “prensin güvenliği” için bu yalanın gerekli olduğuna ikna etmiştir. Connington “sürgününün” beş yılını Altın Grup’un bir üyesi olarak geçirmiş, ve Myles Toyne’un sağ kolu olmuştur. Varys’in planını tamamlamak adına, Connington gizlice Kumpanya’dan çıkartılması gerekiyordu. Sebep ise Connington’un bir sandığı “çalması” idi. Sonra Connington’un Lys’te “ölümüne” içtiği hakkında söylentiler çıkar. Varys’in sözleriyle, Connington artık, “cesur sürgün” olarak hatırlanacaktır. Sonraları ise, Connington çoktan unutulmuş olacaktır. Aegon hayatının çoğunu Utangaç Hizmetçi adlı teknede geçirmiştir. Koruyucu babası ile aynı odayı paylaşmışlardır.
Aegon, Jon Connington’dan askeri taktik eğitimi, Rolly Duckfield’dan dövüş, Septa Lemore’dan Yedi inancı, ve Haldon Halfmaester’dan tarih ve dil eğitimi almıştır. Ona okuma yazma öğretilmiştir. Sonra da tarih, hukuk ve şairlik eğitimi almıştır. Balıkçılarla yaşamış, nehirlerde yüzmüş, elleriyle çalışmış ve ağları onarmıştır. Kendi giysilerini yıkamak, balık tutmak, yemek pişirmek, yara dikmek gibi pratik işleri öğrenmiştir. Açlıkla tanışmıştır, ve av olacağından korkmuştur. Eğitimi, krallığın bir hak değil, bir görev olduğu ile ilgilidir.
Aegon’un Demir Taht’ta iddia ettiği hak, Daenerys’in iddiasından daha güçlüdür. Kanunlarda şöyle yazar:
“ilk çocuğun çocuğu, ikinci çocuktan önce gelir.”
Aegon Rhaegar’ın, Kral Aerys II’nin ilk oğlunun oğludur. Bu durum Aegon’u taht sıralamasında amcası Viserys ve halası Daenerys’in önüne geçirir.
Tarihte Aegon ismi altında beş kral vardır. Daenerys’in de dile getirdiği gibi, Aegon “bebekken kurtulabilseydi” altıncı kral olacaktı.
Ancak Aegon’un Targaryen’lere özgü olan, Daenerys’te de olan “rüyasında ejderha görüp görmediği” hakkında hiçbir belirti yoktur. Onun da bu rüyaları görme ihtimali var, ama bu kan bağından sadece birkaç kişide bu yetenek vardır.
Kitapta Geçen Olaylar
Kralların Çarpışması
Daenerys, Ölümsüzler Evi’nde Kızıl Kale’deki taht odasını, ve Rhaegar, Elia ve Aegon’un görüntüsünü görür. Görüntüde, yeni doğmuş Aegon, Elia’nın göğsündeydi. Elia büyük ahşap bir yataktaydı. Rhaegar, yeni doğan çocuğunun ismini Aegon koymak istemiş, “bir krala yaraşır bir isim” olduğunu dile getirmişti. Elia Rhaegar’a Aegon için hangi şarkıyı söyleyeceğini sormuştur. Rhaegar “Onun zaten bir şarkısı var, Buz ve Ateşin Şarkısı.” diye cevap verdi. Aegon’un bu şarkıdaki rolü, “söz verilen prens”tir.
Ancak, Rhaegar daha sonra “ejderhanın üç başı olduğu için” üçüncü birisi daha olması gerektiğini söyledi. Pencerenin yanına geçti, ve harpını çalmaya başladı. Görüntü kaybolurken Daenerys Rhaegar’ın müziğindeki “tatlı üzüntü”yü dinler.
Daenerys daha sonraları bu görüntüyü Jorah Mormont’a betimler. Jorah, Daenerys’e görüntüdeki kişileri onaylamasına yardım eder, ancak eğer Aegon “söz verilmiş prens” olsaydı, onun ölümüyle verilen sözün de bozulduğunu söylemiştir. Daenerys Rhaegar’ın çocuklarına verdiği isimleri hatırlar. Çocuklar, Aegon I Targaryen ve kardeşi Rhaenys’in orijinal isimlerine sahiptirler, ancak Visenya isminde bir çocuk yoktur. Daenerys, Rhaegar’ın “üçüncü baş” olarak nitelediği kişinin Visenya adında bir bebek olup olmadığını merak etmiştir. Daenerys de, Jorah da daha önce hiç “buz ve ateşin şarkısı” diye bir şey duymamışlardır. Bu deyimin anlamını ikisi de çıkaramadılar.
Ejderhaların Dansı
Meereen’de, Daenerys Aegon hakkında hayal kurmuştur. Aegon’un hala hayatta olduğunu ise bilmez. Kendi kendine söyle düşünür:
“Yaşasaydı, onunla evlenebilirdim. Aegon, Viserys’e göre benim yaşıma daha yakındı”
Kimliğini daha iyi saklamak için, Aegon gümüş saçlarını maviye boyadı. Saçlarını maviye boyaması, açık mor renkli gözlerini de mavi gösterir. Annesinin Tyrosh’dan gelme mavi saçlı bir kadın olduğu ve onun anısına kendi saçlarını maviye boyadığı hikayesini kullanmıştır. 300 A.K.Ç yılında, Illyrio Mopatis ve Tyrion Lannister Pentos’tan Rhoyne Nehri’ne gitmek üzere hareket ederler. Yolculukta Illyrio Tyrion’a seyahatlerinin sebebini anlatır. O ve “Griff” (Jon Connington) Daenerys Targaryen’in Volantis’e beklenen gelişini görmek ve taze birlikler ve fazla gemiyle onun safına katılmak için Volantis’e doğru gitmektedirler. Illyrio’nun açıkladıklarına göre, Daenerys Astapor’u fethetmiş, Yunkai’ye diz çöktürmüş ve Meereen’i ele geçirmiştir. Illyrio Daenerys’in batıya, ya kara yoluyla Mantarys’e, ya da deniz yoluyla Volantis’e geleceğini tahmin etmektedir. Jon Connington’dan bahsederken Illyrio, onun çoğunluk paralı askerin aksine, sorumluluk sahibi bir baba olduğuna işaret eder. Illyrio aynı zamanda onun oğlundan, Genç Griff’ten (Aegon) asil bir çocuk olarak söz eder.
Bir dövüş antrenmanında, artık öğrenci ustasını geçer. Aegon, Rolly’yi yere devirmeyi başarır. Utanan Rolly, Aegon’u güldürmek amacıyla bilerek düştüğünü söyler. Ancak bu olaya gülen Aegon değil, Haldon olur. Bu olaydan üç gün sonra, Tyrion ve Illyrio yolculuklarının sonuna gelir ve Haldon ve Rolly ile buluşurlar. Illyrio özellikle Haldon’dan Genç Griff hakkında bilgi ister. Haldon, Genç Griff’in artık Griff kadar uzun olduğunu söyler. Sonra da antrenmanda olanları anlatır.
Illyrio, Genç Griff için zencefilli şeker getirmiştir. Onun bu şekerden çok hoşlandığını söyler. Sonrasında “garip bi şekilde üzgün olan” Illyrio bir elveda ziyafeti düzenlemek ister, ve Genç Griff’in Haldon ve Rolly ile birlikte Ghoyan Drohe’ye gelmesini ister. Haldon ise bu ziyafete vakitlerinin olmadığını belirtir. Griff nehrin aşağısına inmek için acele etmektedir. Motho ve Zekko’nun khalasar’ları Qohor ormanlarını geçip Rhoyne nehrine gelmektedir. İki khalasar da onlardan daha büyük bir khalasar’ı olan Pono’dan kaçmaktadırlar, ki buna göre Pono’nun da Rhoyne’a doğru gelme ihtimali vardır. Griff Dothrakiler ile bir sorun yaşamak istememektedir. Tyrion da bu yolculukta Haldon ve Rolly’e katılır. Illyrio Genç Griff için bir mesaj bırakır. Mesajında, üzülerek çocuğun düğününde olamayacağını, ama onunla Westeros’ta buluşacağını söyler.
Üçlü at üstünde bir-iki gün geçirdikten sonra Utangaç Hizmetçi’ye varırlar. Genç Griff “Ördek” ve Haldon’u seslenmelerle karşılar. Bir sohbet başlatmak adına, Tyrion Genç Griff’e mavi saçının Westeros’ta nasıl alay konusu olacağını söyler. Genç Griff ise saçlarını Tyrosh’lu annesinin adına maviye boyadığını belirtir.
Utangaç Hizmetçi Volantis’e doğru yol almaktadır. Tyrion çocuğun kahvaltı etmesini seyretmektedir. Bu sırada da çocuğun görünüşü hakkında düşünmektedir. Kahvaltıdan sonra, Genç Griff Rolly Duckfield ile dövüş antrenmanına başlar. Bugünkü antrenmanda Rolly ve Genç Griff arasında bir fark yoktur. Çocuk daha fazla atak yapıyordu, Rolly daha az ama daha sert vuruyordu. “Ördek” ilk yorulan oldu, ve Genç Griff’e bir atak başlatması fırsatını verdi. Ördek küpeşteye doğru gerileyince, Genç Griff onu bir omuz darbesiyle nehire attı.
Islanmış olan Rolly, Tyrion’un onunla dalga geçmesini kaldıramadı ve onu da nehire fırlattı. Genç Griff Tyrion’un tekneye geri çıkmasına yardım etti. Tyrion etrafındakileri de ıslatmak amacıyla kendi etrafında dönmeye başladı. Genç Griff neşelendi ve Tyrion’a bu numarayı nereden öğrendiğini sordu. Tyrion ise ona gerçek bir hikaye anlatmadı. Dövüş antrenmanından sonra, Genç Griff Septa Lemore’dan Yedi’lerin mucizeleri hakkında ders almaya başladı. Akşamüstü ise Genç Griff, Haldon’dan dil, geometri ve tarih dersi aldı. Tyrion da derslere katıldı.
Dersler bittikten sonra, Genç Griff gemide Yandry’e yardım etti. Tyrion Haldon ile birlikte Genç Griff’in aldığı eğitim hakkında konuştu. O, bu kadar geniş bir eğitimin “bir paralı askerin oğluna göre” alışılmadık olduğunu söyledi. Haldon, Tyrion’un çocuğu kastettiğini anlayamadı. Saatler sonra, tekne “Nehirdeki Yaşlı Adam” ile karşılaşınca, Genç Griff neşelendi. Mürettebatın çoğu bunu iyi bir işaret olarak nitelediler, Tyrion kendi kendine “Nehirdeki Yaşlı Adam’ı” kralların doğumlarının işaretçisi olan harikalardan biri olarak niteledi. Genç Griff’in gerçek kimliğiyle ilgili bir ipucu bulmuştu.
Tekne Sorrows yakınlarında bir sis bulutunun içinden geçmek zorunda kaldı. Genç Griff geminin pruvasında bir direğe tutunmuş durumda duruyordu. Direği tekneye gelecek zararlara karşı kullanmak amaçlı hazırda bekliyordu. Genç Griff nehrin bu bölgesinde balık bulunduğunu belirtmesine rağmen, Ysilla buradaki balıkları yememesi konusunda onu uyardı. Sohbet, “Garin’in Laneti’ne” döndüğü zaman, Ysilla Garin hakkında bir hikaye anlattı. Volantisli insanlar Garin’i altın bir kafesle yükseğe asmışlardı, ve onun Rhoyne Ana’ya Volantis’in yok olmasıyla ilgili yaptığı çağrılarla alay etmişlerdi. Nehir yükselmiş ve Volantis’lilerin boğulmasına sebep olmuştu. Ancak hikayede hala “ateş lordlarının” Volantis nehrinin dibinde huzursuz bir şekilde yaşadıkları da anlatılır. Ateş lordları, etleri de kalpleri kadar taşlaşmış insanlar olarak betimlenmiştir. Hikayeyi dinleyen Genç Griff hikayeden pek fazla etkilenmedi. O, onların “ateş lordlarıyla” karşılaşabileceğinden emindi. Lemore bu kadar kibirin büyük bir günah olduğunu söyledi.
Tekne Sorrows’a doğru yaklaşırken, Genç Griff direğini teknenin yıkık bir kuleye çarpmasını engellemek için kullandı. Bir zaman sonra, çocuk herkesi önlerindeki ışık hakkında uyardı. Babası ışığın Rüya Köprüsü’nden geldiğini anladı. Griff, oğluna Lemore’a odasına kadar eşlik etmesini ve orda kalmasını söyledi. Genç Griff ise inatla bir korumaya gereksinim duyduğunu reddetti ve kendisinin “şövalyelik eğitiminin” kendisini korumaya yeteceğini söyledi. Griff ona aşağıya inme emrini verdi. Çocuk içinden küfretti ve Haldon, Rolly, Ysilla ya da “Hugor”’un (Tyrion) neden aşağı inmediğini sordu. Tyrion onu aşağı inmeye ikna etmeye çalıştığı zaman da Genç Griff ona “ Sen bir cücesin” cevabını verdi. Tyrion ona görevlerini anlatmaya çalışırken tekne köprüyü geçmesiyle sözü kesildi.
Taş Adamlar ile ilgili tehlikenin kısa bir süreliğine geçmesinin ardından, Genç Griff dikkatini Tyrion’a verdi. Onun kolundan tuttu ve “Neden ben herşeyim?” diye sordu. Tyrion teknedeki herhangi biri ölseydi onun için yas tutulacağını, ancak Genç Griff’in ölmesi durumunda görevlerinin başarısız olacağını söyledi. Genç Griff Tyrion’un kendi gerçek kimliğini anladığını farketti. Tyrion, ipuçlarını teker teker saydı. Genç Griff’in aslında Tywin Lannister’ın kızıl pelerine sardığı çocuk, Aegon Targaryen olduğu sonucunu çıkarmıştı. Aegon’un da “Hugor”un aslında Tyrion Lannister olduğunu öğrenince kafası karıştı.
Gemi mürettebatıyla buluşmadan önce, Rüya Köprüsüne ikinci bir geçiş yaptı. Açıklanamayan bir nedenle gitmeleri gereken yerin tersine doğru hareket etmektelerdi. Griff Haldon’a Aegon’a aşağıya kadar eşlik etmesi emrini verdi. Ancak Haldon verilen emri yerine getiremedi. Geçiş sırasında, üç Taş Adam güverteye çıktı. (Tyrion iki tanesini görebildi, üçüncü adamı arkasında olmasından dolayı göremedi.) Üçüncü Taş Adam ileri atıldı ve Aegon’a yaklaştı. Çocuk bir anda elinde kılıcı, korkudan hareketsiz kaldı. Tyrion Aegon’un bacağını tekmeleyip onu yere düşürdü, sonra onun üstünden bir meşaleyle Taş Adam’ın üzerine atlayarak Taş Adam’ı güverteden düşürdü. Diğer mürettebat Aegon’u korumaya geldiğinde, iki boğuşan vücut denize düşüyordu.
Tyrion’ın bilinci yerine geldiğinde Selhorys’e gelmişlerdi. Aegon kendi güvenliği için gemide kalmak zorunda olduğu için somurtmuştu. Selhorys, Volantis şehrinin kontrolündeydi, ve Dothraki kuvvetleri şehrin civarlarına gelmiştiler. Volantis’in yöneticileri bir Dothraklı saldırısından korkuyordu ve şehre savaş gemileri ve askerler getirtmişlerdi. Gruptakiler Aegon’un güvenliğini sağlamak için şehirde çok kısa süre kaldılar. Aegon kendini savunabileceği konusunda ısrar etmesine rağmen, Rahibe Lemore en cesur Targaryenlerin bile tek başına savaşmadığını söyledi. Genelde Targaryenler kendi Kral Muhafızlarını yanlarında tutardı. Lemore aynı zamanda kendi rahibe kıyafetlerini değiştirerek normal bir kıyafet giydi. Aegon bunun nedenini sorduğunda ise rahibe “Sadece birşeyler saklaması gerekenin Aegon olmadığı” cevabını verdi.
Tyrion, Aegon’u bir “cyvasse” oyununa davet etti. Bir süre oynadıktan sonra, Tyrion Aegon’un oyun stili hakkında kendi kendine düşündü. Ona göre Aegon, cesur ama aptalca oynuyordu. Aegon bir piyonu almak için herşeyi riske ediyordu. Tyrion Aegon’dan bilgi almak için bir sohbet başlattı. Aegon masumca önce Jon Connington’un geçmişini, sonra da kendi hikayesini anlattı.
Tyrion sohbetin yönünü kendi maceralarının gerçek amacına çevirdi. Aegon, planın kendisinin halası Daenerys ile evlenmesi olduğunu söyledi. Tyrion Aegon’u herkesin öyle beklemesine karşın halasının bu evliliği istemeyebileceği yönünde uyardı. Aegon şaşırdı, Daenerys’in bu teklifi reddedebileceğini hiç düşünmemişti. Tyrion, Daenerys’in kendisine dilenci gibi yaklaşan bir akrabasıyla, hele hele Demir Taht’ta kendisinden daha sağlam bir talebi olan biri ile evlenmek istemeyecek kadar gururlu, sert ve güçlü bir genç kadın olduğunu söyledi. Aegon birdenbire kendisine dilenci denmesinden kızdı ve bunu inkar etti. Ayrıca kendi ordusunu, Altın Grup’u gösterdi. Tyrion Daenerys’in daha büyük bir ordusu olduğu ve Aegon’a hiçbir şey borçlu olmadığına değindi. Aegon onu kazanmak için Lord Connington’a güvendiğini söyledi. Tyrion onu aptal olmakla suçladı, ve şu sözlerle uyardı:
“Kimseye güvenmeyin, prensim.”
Tyrion, Jon Connington, Haldon, Rolly, Lemore ya da onu bugüne kadar yetiştiren başka insanların da ona ihanet edebileceğini, ve Illyrio, Varys ya da Daenerys’in ise onlardan daha az güvenilir olduğunu söylerek artık Aegon’un içine nifak tohumlarını ekmişti. Sonra Tyrion başka bir yol önerdi. Ona göre Aegon ordusuyla birlikte doğuya değil, Beş Kralın Savaşı’nın sonuçlarını avantajlarına kullanmak için Westeros’a yönelmeliydi. Tyrion Kuzey’in korkunç bir durumda olduğunu, Nehir Diyarları’nın Stannis Baratheon Fırtına Burnu’nu ve Ejderha Kayası’nı tutarken harap hale geldiğine değindi. Yaklaşan kış diyarı kıracaktı. Tyrion, Aegon’un rakiplerinin de bir bakıma zayıf olduğunu söyledi. Şu anki kral Tommen I’in daha on yaşında bir çocuk olduğunu belirten Tyrion, ona naiplik yapmak isteyenlerin de problemleri olduğunu söyledi. Kraliçe Cersei müttefiklerine karşı yabancı gibi davranıyordu, Jaime Lannister yönetme sorumluluğundan kaçıyordu ,ve Kevan Lannister doğuştan takipçiydi. Mace Tyrell naipliği almak için önce Lannister’lar ile savaşmalıydı ,ve Stannis Baratheon’un olumsuz bilinirliği de onun şansını daha da azaltıyordu. Sadece ama sadece savaş kazanmış bir Aegon Daenerys ile eşit olarak karşılaşabilirdi.
“Cyvasse” oyunu Aegon’un yenilgisiyle son buldu.
Oyun sırasında, prens kendi rakibinden, onu taktiksel olarak yenilgiye sürükleyecek bir strateji öğrenmişti. Tyrion oyun sırasında Aegon’un kimseye güvenmemesini, en güvendiklerinin bile ona ihanet edebileceğini söylemişti. Hayal kırıklığına uğrayan Aegon masayı devirdi. Oyun ve piyonlar yere saçıldı. Aegon Tyrion’a parçaları toplaması yönünde emir verdi. Tyrion o anda bu tür hareketleri yapan başka bir Targaryen’i hatırladı.
Utangaç Hizmetçi, Volon Therys açıklarında demirledi. Jon Connington Aegon ile birlikte Altın Grup’un kampına doğru yola çıktılar. Askerler kentin 3 mil güneyinde konuşlanmışlardı. Yolcular da Daenerys’in hala Meereen’de olduğunu ve Illyrio’nun tahmininin yanlış olduğunu öğrendiler. Aegon mavi saçından şikayet etmeye başladı, saçını yıkayıp gerçek rengini vermek için sabırsızlanmaya başlamıştı. Bir ordusu olduğu fikrini düşününce gülümsedi. Ancak daha sonra Jon Connington’a paralı askerlerin güvenilirliği hakkındaki endişelerini açıkladı. Jon Connington başından sonuna kadar sadık askerlerin güven kazanmaları gerektiğini anlatmaya çalıştı. Connington eğer Aegon’un Tyrion’un tavsiyesine uymasından ve onun Aerys II gibi bir paranoyak olmasından dolayı endişelenmeye başladı. Kampa geldiklerinde, Connington onları karşılayan Franklyn Flowers’a çocuğu kendi yaveri olarak tanıttı. Flowers onlara Harry Strickland’ın çadırına kadar eşlik etti. Strickland Aegon’u ilk görüşte Connington’un oğlu sandı, ancak Connington onu isminin altıncısı Aegon Targaryen, Andalların, Rhoynarların ve İlk İnsanlar’ın kralı, Yedi Krallık Lordu olarak tanıttı. Bu tanıtım diğerlerince sessizlikle karşılandı. Connington hepsinin Aegon’un kimliğinden haberdar olduklarını anladı.
Connington ve Grup’un kurmayları bir süreliğine Daenerys Targaryen’in Meereen’deki uzun süren varlığı ve Tacir Körfezi’ndeki çatışmalar hakkında konuştular. Doğuya mı batıya mı gideceklerini merak ediyorlardı. Aegon fırsatı gördü ve hemen planını uygulamaya koydu, Westeros’a gidip Demir Taht’ı talep etme planını. Strickland bu planın riskli olacağını söyledi. Ancak kurmayların çoğu bu planın arkasında durdular. Aegon halasının Meereen’i tutabileceğini söyledi. Planı hızlı hareket edip onlara güçlü vurmak, Lannister’lar tepki veremeden bir kaleyi ele geçirmekti. Bu hareket tabii ki onlara müttefik kazandıracaktı. Connington bu girişimden etkilendi, karşısında yeni bir Aegon’un olduğunu düşündü. Tüm kurmaylar Aegon’a bağlılıklarını bildirdi. Ancak, Westeros’a çıkana kadar, Aegon’un gerçek ismini askerler bilmeyecekti.
On Altın Grup gemisi Volantis’ten hareket etti. Altı gemi Westeros’a gelmeyi başardı. Gazap Burnu’nda konuşlandılar. Connington birliklerin dörtte biri ile Griffin’s Roost’u ele geçirmeye gitti. Eşzamanlı olarak, her biri tüm birliklerin dörtte biri ile hareket ederek, Tristan Rivers Kargayuvası’nı, Laswell Peake de Yağmurevi’ni kuşattı. Aegon Gorys Edoryen komutasında kalan birlikler ile kampta kaldı. Haldon Westeros’un askeri ve diplomatik durumu ile ilgili bilgi topladı, Kral Aegon ve onun Eli, Jon Connington’un evlilikleri aracılığıyla ittifaklar kurmayı düşünüyordu. Bu plan normal plana tamamen ters düşüyordu.
Connington filonun kaybolan dört gemisinin bir bölümünün Marq Mandrake komutasında Yeşiltaş’ı almak amacıyla Estermont’a çıktığını öğrendi. Kalan gemiler hala kayıptı. Flowers kayıp askerlerin Stepstones civarlarında dağıldıklarını tahmin etti. Connington Aegon’u üst düzey güvenlikle Griffin’s Roost’a getirmeye karar verdi. Franklyn aynı fikirdeydi, oysa ki Aegon mücadelenin en şiddetli yerinde olmak istiyordu. Connington’un Fırtına Burnu’nu, Stannis’in Fırtına Toprakları’ndaki son kalesini alma planları vardı.
Dört gün sonra, Aegon Griffin’s Roost’a vardı. Yüz kadar atlı ve üç filin önünde ilerliyordu. Ona Lemore ve kendi Kral Muhafızı Rolly Duckfield eşlik ediyordu. Connington Rolly’nin Kral Muhafızları’nda olması ile ilgili Aegon ile tartıştığını hatrladı. Connington Kral Muhafızları’nın en bilinen savaşçılardan ve/veya seçkin lordların oğullarından oluşması gerektiğini savundu. Aegon Jaime Lannister’ın bu mevkiye mükemmel uyan biri olduğunu, ve şu an Kralkatili olarak anıldığını söyledi. Kral Muhafızları’nın ona sadık olmaları ve onun güvenliği için ölmeye hazır olmalarını tercih ederdi.
Connington Prens’e ona güneşliğine kadar eşlik etmesini isteyip istemediğini sordu. Ancak sonra Aegon’un “Genç Griff”ten daha az uysal olduğunu anladı. Aegon onu “daha iyi bir yarım saat” bekletti. Onun yerine yanına Rolly’i aldı. Connington Rolly’i göndermeye çalıştı, ancak Aegon Rolly’nin yanında olması için ısrar etti. Aegon Connington’un Strickland ve Flowers ile Fırtına Burnu’nu alma planından bahsetti, Strickland onu planı ertelemesi için ikna etmeye bile çalışmıştı. Aegon Strickland’ın bu planın iyiliği için biraz “yaşlı” olduğunu hissetmişti. Aegon saldırıyı kendisinin yönetmek istediğini söyledi.
Kralın Şehri’ndeki Küçük Konsey Altın Grup hakkında konuşmaya başladı. Qyburn ve Pycelle paralı askerlerin Estermont ve Tarth’a konuşlandığını haber almıştı. Aynı zamanda Jon Connington’un Fırtına Burnu’na doğru hareket ettiğini de bilmekteydiler. Kevan Lannister artık Güney’de yeni bir düşmanlarının bulunduğuna değindi, Kuzey’e Stannis ve Batı’da Greyjoy’lar dışında üçüncü bir tehdit. Kevan, Randyll Tarly’nin onun bir sahtekar olduğunu bildirmesine rağmen, yeni bir Targaryen talepkârının Connington’a katıldığı yönünde bilgiler almıştı. Pycelle Altın Grup’un satın alınabileceği önerisini sundu, ancak Harys Swyft krallığın tamamen borca battığını ve verecek hiç altını olmadığını söyledi.
Varys, ölüm döşeğindeki Kevan’a, Aegon’un sancağını Fırtına Burnu’nda kaldıracağını söyledi.
Aegon Hakkında Söylenen Sözler
“Aegon yürüyebildiğinden beri yönetmesi için şekillendiriliyor. Bir şövalye olması için dövüş eğitimi aldı, ama bu tüm eğitimi değil. Okuyabiliyor ve yazabiliyor, birkaç dilde konuşabiliyor, tarih, hukuk ve edebiyat dersleri aldı. Anlayabileceği yaşa geldiğinde, bir rahibe onu Yedi inancının gizemlerini öğretti. Balıkçılarla yaşadı, nehirlerde yüzdü, elleriyle çalıştı, ağları onardı, ve gerektiğinde kendi elbiselerini yıkadı. Balık tutabiliyor ve onları pişirebiliyor, ve kendi yaralarını dikebiliyor. Aç olmanın, korkunun ne olduğunu biliyor. Tommen’e kral olmanın bir hak olduğu öğretildi. Aegon kral olmanın bir görev olduğunu, ve bir kralın halkını önüne koyup, onlar için yaşayıp, onlar için yönetmek zorunda olduğunu biliyor."
- Varys, Kevan Lannister’a Aegon’u anlatıyor.
“Onun gümüş saçları rüzgarda dalgalanıyordu, ve gözleri bu çocuğunkinden daha koyu bir mordu."
- Jon Connington, Akbaba Tüneği’nin ele geçirilmesinden sonra Rhaegar ile Aegon’u karşılaştırırken.