Aerea Targaryen
| Ünvan | Prenses |
|---|---|
| Bağlılık | Targaryen Hanesi |
| Irk | Valyrian |
| Kültür | Taç Toprakları |
| Doğum | FS 42, Casterly Kayası |
| Ölüm | FS 56, Kral'ın Şehri |
| Baba | Aegon Targaryen |
| Anne | Rhaena Targaryen |
| Kitaplar |
|
Prenses Aerea Targaryen, Prens Aegon ve Prenses Rhaena'nın büyük kızlarıdır. Rhaella adında bir ikiz kardeşi vardır.
Görünüş ve Karakter
Aerea, kız kardeşi Rhaella'nın aynadaki yansıması gibidir. Gümüş-altın saçları ve mor gözleri vardır.
Küçük bir çocukken Aerea utangaç, ürkek bir kızdır. Korkuları çoktur, sık sık ağlar ve yatağını sık sık ıslatır. Yüce Üstat Benifer'a göre atlardan, köpeklerden, yüksek sesli oğlanlardan, sakallı adamlardan korkar; ejderhalar karşısında dehşete düşer.
Amcası Jaehaerys'in Eski Şehir'de taçlanmasından sonra Aerea hayat dolu, hazırcevap ve maceracı bir tavır sergilemeye başlar. Zamanının yarısını köpek evinde, ahırda, ejderha avlusunda geçirmeye başlar. Bu sebeple Eski Şehir'deki kardeşi ile yer değiştirdiği ve aslında Aerea değil, Rhaella olduğuna dair dedikodular çıkmaya başlar. İlerleyen zamanlarda Aerea inatçı bir mizacı ve kaba dili ile tanınmaya başlar. Lord Rogar Baratheon'a göre içinde ateş vardır. Aliüstat Gyldayn aynı şekilde ateşli bir genç kız olarak tanımlar. Sekiz yaşındayken Aerea atları seven biri olarak söylenir. Sonradan Kızıl Kale'deki ahırda geçirdiği zamanların hayatında geçirdiği en iyi zamanlar olduğunu söyler.
Aerea Kızıl Kale'nin heyecanını; Kral'ın Şehri'nin gürültüsünü, renklerini, karmaşasını ve kralın varisi olarak gördüğü ilgiyi çok sever. Atlarını, tazılarını ve arkadaşlarını sever. Sekiz yaşına geldiğinde Kızıl Kale'de karmaşa yaratan bir grup genç kızın lideri olur.
Ejderha Kayası'nda geçirdiği zaman sırasında Aerea tam bir dehşet olur. Septasına, annesine ve üstatlara meydan okur. Hizmetçilerine küfürler eder. Kendini ayrılmadan soyutlar. Annesinin maiyetindeki insanları aşağılar. Kraliyet maiyetine geri dönmek için heveslidir ve ejderhaya binip uçup gideceği günü sabırsızlıkla bekler.
Tarih
Zalim Maegor
Aerea, FS 42 yılında annesi Prenses Rhaena Targaryen ve babası Aegon Targaryen Targaryen Hanesi'ne isyan eden Fukara Dostlar'dan Casterly Kayası'nda saklanırken doğar.
Aerea'nın dedesi Kral Aenys I Targaryen öldükten sonra büyük amcası Maegor tahtta hak iddia ederek babası Aegon'un hakkını gasp eder. FS 43'te Aegon Maegor'a savaş açar ama çatışmada ölür. Rhaena, Aerea ve ikizi Rhaella'nın kimliğini değiştirir ve onları müttefiklerine saklaması için gönderir. Onların nereye gittiklerini Rhaena bile bilmez. Her iki kız da Maegor'un eşlerinden biri olan Kuleli Tyanna tarafından bulunur. Rhaena Maegor ile evlenmek için çağrıldığında Tyanna iki kızın varlığını Rhaena'nın işbirliğini garantiye almak için kullanır.
Demir Taht'ın Varisi
Annesi Rhaena Targaryen ve Maegor I Targaryen'in düğünü sonrası Aerea Maegor'un sarayında kalır ve Maegor onu bir oğlu olana kadar varisi ilan eder. Aynı zamanda Aerea'nın amcası Prens Jaehaerys verasetten çıkarılır. FS 48 yılında Kraliçe Rhaena gecenin karanlığında kızı Aerea'yı yanına alarak Dreamfyre ile birlikte kaçar ve erkek kardeşine katılır.
Jaehaerys Maegor'un ölümü sonrası Demir Taht'ı aldığında bazıları babası Prens Aegon'un varisi olarak Aerea'nın daha güçlü hak iddiasına sahip olduğunu ileri sürer. Genç yaşı ve çekingen doğası sebebiyle annesi Rhaena onun yönetime uygun olmadığını kabul eder ve Jaehaerys'in kral olması gerektiğini onaylar.
FS 48 yılının sonlarına doğru, Aerea kralın taç takma töreni için Eski Şehir'e gider. Törenden dokuz gün sonra Aerea Kral Jaehaerys ile Kral'ın Şehri'ne döner. Ama Eski Şehir gezisi sonrası Aerea'nın karakteri hızla kardeşi Rhaella'nınkine benzer, daha cesur ve vahşi biri haline gelir. Aynı zamanda Rhaella, Eski Şehir'de kalan kız, Aerea'nın karakter özelliklerine sahip olur. Zaman içinde bazıları Eski Şehir'de kızların birbirleri ile yer değiştirdiğine inanmaya başlar. Bu hiçbir zaman kanıtlanmaz, kimse bu potansiyel yalanı sorgulamayı denemez. Aerea (veya Aerea taklidi yapan Rhaella) Jaehaerys'in kendi çocuğu olana kadar varis ilan edilir.
FS 50 yılında Rogar Baratheon, Jaehaerys'in kız kardeşi Alysanne ile yaptığı evliliği iptal etmeyi başaramadığında Jaehaerys erişkin çağına gelmeden onu tahttan indirmeyi ve yerine Prenses Aerea'yı koymayı önerir. Bu nedenle Kraliçe Naibi Alyssa Velaryon Rogar'ı görevinden azleder. O gece Rogar'ın erkek kardeşi Sör Ronnal Baratheon ve bir düzine adam Aerea'yı Fırtına Burnu'na kaçırmayı dener ama Aerea bu olmadan önce sıradan bir kız kılığına sokulur, saçı çamur rengine boyanır. Aerea geriye kalan naiplik döneminde Kral Kapısı'nın yanındaki ahırda çalışır, sonraları bunun hayatının en mutlu zamanları olduğunu söyler.
İlk planı başarısız olunca Rogar diğer kardeşi Orryn'i Yıldızlı Sept'e yollar ve Yüce Septon'dan Rhaella'yı ona vermesini talep etmeyi ve Fırtına Burnu'nda Rhaella'yı aslında Aerea olduğunu itiraf etmeye zorlamayı planlar. Bu plan da başarısız olur.
FS 51 yılında Aerea'nın annesi Kraliçe Rhaena Targaryen Jaehaerys ve Alysanne'in ikinci düğünü için saraya gelir. Düğün sonrası Rhaena Ejderha Kayası'nı ve taç töreninden beri ayrı olduğu kızı Aerea'yı talep eder. Jaehaerys ikisini de kabul eder.
Ejderha Kayası
Aerea annesi Kraliçe Rhaena Targaryen ile Ejderha Kayası'na taşınır ama burayı hakir görür. Buradaki yaşam Aerea'nın aşık olduğu Kral'ın Şehri'ndeki yaşamdan çok farklıdır. Aerea'nın annesine ait anısı yoktur ve Rhaena da kızını pek tanımamaktadır. Aerea arkadaşlarını geride bırakmak zorunda kalır ve Targaryen kalesinde kendi yaşında hiç kız yoktur. Adadaki halk tabakasının arasına karışmasına da izin verilmez. Kızıl Kale'deyken kralın varisi olarak dikkatleri üstüne çekerken Ejderha Kayası'ndaki kadınlar ona çok az ilgi gösterir, Elissa Farman hariç. Ejderha Kayası'nda en az Aerea kadar mutsuz olan Elissa sık sık "geniş batı denizine" dönmekten bahseder ve Aerea onu yanına alması için yalvarır.
Rhaena Aerea'ya adada yaşayan ejderhaları tanıtır ve bir tanesinde hak iddia etmesi için onu cesaretlendirir, böylece bir gün uçabilecektir. Ejderhalar Aerea'nın adadaki tek arkadaşları olur ve Aerea birine tırmanıp uçabilmek için gün saymaya başlar.
Kraliçe Alysanne Targaryen FS 52 yılında Aegon adında bir oğlan doğurur ama çocuk üç gün sonra ölür. FS 53 yılında Alysanne Prenses Daenerys'i doğurur, bu nedenle Aerea'nın Jaehaerys'in varisi olması sona erer. Aerea genç prenses tarafından yerinden edilmekten hiç hoşlanmaz. Zaman geçtikçe Aerea daha vahşi ve cüretkar olur. Dua etmeye, derslere ve yemeklere katılmaz. Annesinin maiyetindeki kişilere Sör Aptal, Lord Domuzsurat ve Leydi Osuruk gibi isimler takmaya başlar.
Ertesi sene Aerea'nın adadaki tek arkadaşı Leydi Elissa Farman Ejderha Kayası'ndan ayrılır. Aerea Elissa'ya kalması veya onu da yanına alması için yalvarır ama Elissa onu reddeder. Rhaena'nın eşlikçileri ve arkadaşları kocası Androw Farman tarafından zehirlendikten sonra Kraliçe Alysanne Targaryen kız kardeşi ve yeğeni ile ilgilenmek için Ejderha Kayası'na gelir. Sinirle, Aerea kraliçeyi reddeder ve ölü kadınların umurunda olmadığını belirtir. Aynı zamanda Daenerys'in varis olmasına sinirlendiğini dile getirir. Rhaena'nın Alysanne'in beşiğine ejderha yumurtası koymasına rağmen Aerea'nınkine koymamasına ve Aerea'yı arkasında bırakıp Güzel Ada'ya gitmesine de sinirlidir. Aerea halasına onu Kral'ın Şehri'ne tekrar götürmesi için yalvarır ama Alysanne bu konuyu Rhaena ile konuştuğunda Rhaena bunu reddeder. Rhaena Aerea'nın gelmesini emreder ve sonrasında kavga ederler. O olaydan sonra Aerea Alysanne ile bir daha konuşmaz.
Kayboluş ve Geri Dönüş
FS 54 yılında Aerea son sahibi Maegor I Targaryen'in ölümü üzerine adada kendisine bir yuva yapan Balerion'a biner ve ortadan kaybolur.
Aerea'nın annesi Rhaena onun Kral'ın Şehri'ne döndüğünü düşünür ama Aerea Kral'ın Şehri'nde görülmez. Rhaena Yedi Krallık'ın lordlarına Aerea veya Balerion ile ilgili bilgi bulmaları için haber gönderir. Hazine Başı Rego Draz ise Dar Deniz'in ötesindeki ajanlarını bu iş için görevlendirir. Gelen bilgilerin çoğu gereksizdir ve hiçbiri tatmin edici sonuç vermez. Bunun üzerine Rhaena kendi ejderhası Dreamfyre'a biner ve kızını aramaya başlar.
Aerea'dan haber alınamayınca Jaehaerys onun öldüğünden endişelenmeye başlar. Küçük Konsey'e Balerion'un onu sırtından atmış olabileceğini bahseder. Septon Barth buna katılmaz, gerçekten sürücüsüz kalsaydı Ejderha Kayası'ndaki yuvasına geri döneceğini söyler. Balerion Westeros'ta görülmediği için Barth onun doğuya gittiğini öne sürer.
Aerea ve Balerion bir yıldan uzun süre kaybolduktan sonra FS 56 yılının dördüncü ayının on üçüncü günü Kral'ın Şehri'ne geri döner. Aşırı şekilde hasta olan Aerea ejderhanın sırtına sıkı sıkıya sarılmıştır. Neredeyse tanınmaz haldedir, çubuk gibi zayıflamıştır ve üstündeki kıyafetler paçavraya dönmüştür. Saçları keçe gibidir ve pislikle karmakarışık olmuştur. Ve gözleri kanlıdır. "Ben asla..." dedikten sonra bayılır. Kral Muhafızları'ndan Lucamore Strong tarafından Yüce Üstat Benifer'a götürülür.
Ölüm
Benifer ölmeden önceki dini törenleri yapması için çağırdığı Septon Barth ile birlikte Aerea ile kendi odasında ilgilenir. Sadece bu iki adam prensesin son saatlerine şahit olur, üstat kral ve kraliçe dahil olmak üzere herkesin içeri girmesini yasaklar. Benifer Aerea'ya haşhaş sütü verir ve ateşini düşürmek için buz dolu bir küvete yatırır ama hiçbiri işe yaramaz. Prenses Kızıl Kale'ye sabah varır; Septon Barth prensesin öldüğünü yarasa saatinde, günbatımı sonrası, duyurur. Bedeni ertesi gün güneş doğarken yakılır.
Aerea'nın ateşten öldüğü duyurulmasına rağmen bu kısmen doğrudur. Sör Lucamore prensesin ateşini zırhından bile hissedebildiğini söyler. Gözlerinin kanlı olduğunu ve vücudunun içinde sanki bir şeyler hareket ediyormuş gibi hissettiğinden bahseder. Sonra kral ona prenses hakkında konuşmayı yasaklar. Benifer Aerea'nın ölümü hakkında hiç yazılı kayıt bırakmaz. Ama Barth'ın bıraktığı kayıtlara göre bu ateş onun daha önce gördüğü ateşlerin hiçbirine benzemez. Aerea resmen yanıyordur, cildi kıpkırmızı kesilmiştir. Aç kaldığı ve çöktüğü için kemiklerinin üstünde et kalmamıştır.
Barth prensesin "şişliklerinin" derisinden çıkmak için yol aradığını ve bunu yaparken büyük bir acıya sebep olduklarını kayıt eder. Barth "Çatlak ve kanayan dudaklarından bize fısıldadığı korkunç şeylerin bir kısmını yakında unutmak için dua ediyorum." yazar ve Aerea sık sık ölmek için yalvarır. Barth Aerea'nın içten pişiyor gibi göründüğünü belirtir. Vücudu kararır ve çatlar, pişmiş bir domuza benzer. Ağzından, burnundan ve cinsel organından dumanlar çıkmaya başlar. Gözleri kafatasının içinde pişti ve en sonunda patladı. Prensesi buz küvetine yatırdıklarında "kaygan ve dile getirilemeyecek şeyler" - bir tanesi Barth'ın kolu kadardır - iğrenç sesler çıkararak derisinin altından çıktılar. Bu "ateşin ve sıcağın yaratıkları" buzun soğuğu ile öldü.
Aerea'nın vücudunda yaşayan yaratıkların kaynağı bilinmez. Barth Balerion'un, Aerea'nın değil, yolculuk güzergahları için Valyria'yı seçtiğini ileri sürer. Balerion Kıyamet öncesinde Valyria'da yaşamış tek canlıdır ve bu sebeple eve dönmek istemiş olabilir ve oraya gittiklerinde o yaratıklar Aerea'nın vücuduna girmiş olabilir.
Estermont'taki Kraliçe Rhaena'ya kuzgun yollanır ama Rhaena vardığında Aerea çoktan yakılmıştır. Rhaena Kızıl Kale'ye girer ve Aerea'nın küllerini alır. Kral Jaehaerys kızın küllerinin diğer Targaryenler gibi Ejderha Kayası'na serpilmesini önerir ama Rhaena Aerea'nın Ejderha Kayası'ndan nefret ettiğini ve uçmayı sevdiğini söyler. Aerea'nın küllerini alıp Dreamfyre ile uçar ve kızının küllerini rüzgarlara bırakır.
Aerea'nın ölümü sonrası Balerion Ejderha Çukuru'na yerleşen ilk ejderha olur ve başına Ejder Korucuları yerleştirilir. Barth'ın bu olaydan öğrendikleri Ejderhalar, Ejderiler ve Ejderler: Anormal Tarihleri kitabını yazmasına neden olur. Kral Jaehaerys'e prensesin ölümü ile ilgili fikirlerini anlatır. Bunun üzerine Valyria Adaları'na veya Tüten Deniz'e gittiğine dair şüphe bulunan gemilerin diyarın limanlarına demir atması yasaklanır ve Valyria'yı ziyaret edecek olan Westeroslular için idam cezası çıkarılır.
Alıntılar
Seninle gelmek istiyorum, denize açılıp maceralara atılmak istiyorum.
Aerea'dan Elissa Farman'a
Hakkında
Prensesin ölümünün üzerinden üç gün geçti ve gözüme uyku girmiyor. Bir daha uyuyabilir miyim onu bile bilmiyorum. Her zaman Anne'nin merhamet dolu olduğuna ve Yukarıdaki Baba'nın herkesi adil bir şekilde yargıladığına inanmışımdır... ama zavallı prensesimizin başına gelenlerde ne merhamet olduğu söylenebilir ne de adalet. Tanrılar nasıl böylesine korkunç bir şeyin gerçekleşmesine izin verecek kadar kör ya da umursamaz olabilirler? Ya da bu evrende başka tanrılar da mı var, karşısında insanların krallarının ve insanların tanrılarının birer sinek gibi kaldığı, Kızıl R'hllor'un vaizlerinin bizi uyardığı kötücül tanrılar. Bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum. Bu beni inançsız bir rahip yapacaksa, varsın yapsın.
Rahip Barth'ın yazıları