Ghiscari
Ghiscari İmparatorluğu bilinen en eski dünya ulusları ve kültürlerinden biriydi, Essos'da çok yüce bir hüküm sürdü. Bu imparatorluk Valyrian Özgür Halkı Ghiscari topraklarını ele geçirmeden binlerce yıl önce kuruldu ve altın çağını yaşadı. İmparatorluğun simgesi bir Ghis harpiyası: bir kadının gövdesi, kollarının yerinde bir yarasanın kanatları, bir kartalın bacakları ve bir akrebin zehirli ve kıvrık kuyruğuna sahip bir yaratık ve pençelerinde bir şimşek tutuyorlar.
Geçmişleri
Valyrian Özgür Halkı hala genç ve vahşi iken Ghiscari İmparatorluğu askeri, ekonomik ve kültürel güç merkezi haline geldi ve Ghis antik kenti yükseldi. Yükseldiğinde, savaş sahasına çıkardığı askerlerin son derece disiplinli ordusu ile savaşlarda neredeyse rakipsiz olarak ün saldı. Ghis mimarisine kölelerin emeğiyle kurulmuş devasa tuğla kuleler ve piramitler hakim oldu. Simgesi ise pençesinde yıldırım tutan kollarında kanatları olan bir kadındır, bacakları kartal gibidir ve bir akrep kuyruğu vardır.
Hikayenin şuan izlediğimiz zamanından beş bin yıl önce Ghis İmparatorluğu düştü, şehrin lejyonları genç Valyria'nın kudretiyle kırılmış, duvarları yıkılmış, caddeleri ve binaları ejderha ateşiyle köze ve kule dönmüştü, arazileri tozla, kükürtle ve kafataslarıyla kaplanmıştı. Büyük Piramitler ejderhaların ateşlerinde erimiş, tanrıları ve insanları ölmüştü.
Ghis şehri ve Ghiscari İmparatorluğunun yıkılmasından sonra orijinal Ghiscari soyunun çoğu sönmüştü. Hayatta kalan nüfus İmparatorluğun enkazından kalan alanı yeniden inşa etmişti. Antik Ghiscari İmparatorluğu'nun küllerinden Kölelerin Koyu'nda (Slaver's Bay) şehirler inşa edildi. Astapor, Yunkai ve Meereen adlı bu üç şehir ön plana çıktı. Bu şehirler küresel köle ticareti merkezi olarak kuruldular ve oldukça zengin oldular.Daenerys Targaryen doğu askerlerinin seferberliğiyle her üç şehri fethedene kadar vatandaşlar aşırı durgun bir şekilde yaşıyordu. Yeni Ghis adası şehri Daenerys tarafından dokunulmamış kaldı ve büyük ölçüde şimdiye kadar hikayede sözü edilmemiş oldu.
İnsanları
Ghiscari insanları imparatorluğun düşüşüne kadar bir düzine ırkla ve sürgün edilen insanlarla yaşamış melez bir topluluktu. Köle Körfezi, Keder Girdabı'nın (Gulf of Grief) batısına ve Yaz Denizi'nin (Summer Sea) sahillerine kadar geniş bir alana yayılmıştı. Ghiscari kültürü, tanrıları ve dili zamanla büyük ölçüde Ghiscari içinde unutuldu, Valyrian fatihlerinin dili benimsendi, ve bugünlerde Yüksek Valyria Dili'nin bir lehçesi konuşuluyor.
Ghiscari insanları kırmızı vurgular ile yoğun, koyu sarı renkli deri ve sırım gibi saçlara sahipti. Kölelerin koyundaki şehirlerin erkekleri saçlarını, alaylı şekilde yağlamış ve fantastik şekiller halinde bükmüşlerdi ve bakır diskler sarı ipekten yapılan pelerinlerine dikilirdi. Tunikleri keten işlemelidir, belden aşağılarına ise sandalet ve pilili keten etek giyerler. Zengin sınıflar -özellikle tüccarlardan oluşmaktadır- Tokar giyer ve zengin besinleri çok sever. Örneğin; köpekler, ahtapot yahnisi ve ördek yumurtası gibi.
Ritüeller ve İnançlar
Ghisliler ölülerini papaz evi kriptalarına gömerler.