Tyene Kum
| Tyene Kum | |
|---|---|
| Dosya:Tyene sand.jpg | |
|
| |
| Bağlılıklar | |
| Kültür | Dornelu |
| Kitaplar |
|
Tyene Kum, Prens Oberyn Martell ve bir septanın gayrimeşru kızıdır. Meşhur Kum Yılanları'ndan birisidir.
Karakter ve Görünüş
Tyene tatlı ve dindar bir kişiliğe sahipken güvenilmez birisi olarak dikkate alınmaktadır. Sarı saçları ve mavi gözleriyle, beyaz bir tene sahiptir. Babasının zehirler hakkındaki bilgisini paylaşmaktadır ve bu seçilmiş silahıdır.Ayrıca kuzeni Arianne Martell ile çok iyi anlaşır.
Son Olaylar
Kargaların Ziyafeti
Tyene, Prens Doran Martell ile görüşmek ve babası için intikam talep etmek için Güneş Mızrağı'na gelmiştir. Prens Doran bunu değerlendireceğini söyledikten sonra Tyene amcasının hayır dualarını istemiştir. Prens Doran elini Tyene'in kafasından çektikten sonra Üstat Caleotte çizikler veya delikler aramaya başlar, bu Tyene'in zehirler hakkındaki tecrübesinden korkulduğunu ispatlar.
Kısa bir süre sonra Kral Toprakları'na iyi bir jest olarak Tyene ve kız kardeşleri Prens Doran'ın muhafızları tarafından göz altına alınırlar.
Ejderhaların Dansı
Kız kardeşleriyle birlikte serbest bırakılmış ve Ser Balon Swann, Gregor Clegane'in kafasını Prens Doran'a sunduğunda ziyafete katılmıştır. Ricasso, Kral Tommen adına kadeh kaldırdığında içmeyi rededmiştir. Doran, Tyene'i (bir septa kılığında) yeni Yüce Septon ile arkadaş olması için Kral Toprakları'na yollamaktadır.
Alıntılar
Tyene'den alıntılar
Beyaz görünüşüme tam uyuyor. Beni çok ... masum gösteriyor.
Tyene hakkında alıntılar
Onlar içeri girdiklerinde, Tyene ayağa kalktı; Myr dantelinden elbise kolları olan solgun, mavi renkli, ipekten yapılma kalın kumaşlı, dar cüppesi onu Bakire kadar masum gösteriyordu. Bir elinde, üzerine uğraştığı nakışı; diğerinde de bir çift altın iğnesi vardı. Saçları da altındandı ve gözleri de mavinin derin tonlarına sahipti... ama yine de kaptana, kızın babasının gözlerini hatırlatıyordu.
- Areo Hotah'ın düşünceleri.
Cüppesi krem rengi ve yeşildi, uzun, dantelli, elbise kolları vardı. O kadar alçakgönüllü ve o kadar masumdu ki ona bakan her erkek, onun sade bir bakire olduğunu düşünürdü.